Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Çünkü hep böyle oldu 

Her balta darbesinden sonra 

Daha gür fışkırdı içimde yaşam 

Ve sevgiye tutundum inatla” 

“Sevgilim Ölü Asker” adlı kitabında yayımlanan bu dizeleri yazdığında 25 yaşındaydı Mehmet Yaşın. Şiire başladığında ise 15. Kitap, Yaşın’ın bu iki yaş aralığında Kıbrıs’ın en hüzünlü ve en sert günlerinde kaleme aldığı şiirlerden oluşuyor. Tarifi imkansız acılardan mısra dökerken kalemi, umudu hiç bırakmıyor şair. Hayatından balta darbeleri barış zamanlarında da eksik olmuyor. Ama o inatla sevgiye tutunuyor. Kıbrıs edebiyatı ve şiirinin dönüm noktalarından biri oluyor bu kitap. Paha biçilmez bir Türkçe kumaştan biçtiği. 1985’te Akademi Şiir Ödülü ve A. Kadir Şiir Ödülü’nü kazanıyor “Sevgilim Ölü Asker”. 

Haberin Devamı

Mehmet Yaşın’ın ‘hayattan’ yaptığı çeviriler

Bu yıl kitabın yayımlanışının 40. yılıydı. Mayıs ayından itibaren çeşitli kültür sanat etkinlikleriyle kutlandı, şairi şairlikte yarım asrı deviren kitap. Bu etkinlikler kapsamında Girne’deki Art Rooms Galeri’de kitapla aynı adı taşıyan sergiyi görmek üzere geçtiğimiz hafta Kıbrıs’a gittim. 2012’de kapılarını açan çağdaş sanat galerisi Art Rooms’un kuruluş amaçlarından biri de toplumsal hafıza arşivi oluşturmak. Bu konuda çok sayıda sergiye imza atan galeri “Sevgilim Ölü Asker” sergisiyle misyonuna görkemli bir katkı, Yaşın’a da Kıbrıs’ın saygılarını sundu.

Art Rooms Galeri’nin Sanat Yönetmeni Oya Silbery ve sanatçı Anber Onar’ın eş küratörlüğünü yaptığı sergide, eserleri 24 dile çevrilerek 43 ülkede yayımlanan şair, yazar, akademisyen ve düşünür Mehmet Yaşın’ın edebiyatından iç dünyasına uzanan özel arşivinden seçilmiş hayli zengin bir çeşitlilik göze çarpıyordu: Yaşın’ın 1963 Kanlı Noel’inde aşırı Yunan milliyetçileri tarafından yağmalanıp yakılan Yenişehir’deki evinde annesi Ayşe İpçizade’nin kucağında çekilmiş fotoğrafı, 11 yaşında yazdığı ilk şiirinin Lefke Gazi Lisesi dergisinde basılı nüshası, babası Özker Yaşın’ın oğluna ithafen yazdığı “Mehmet” adlı şiirinin bir kopyası, eski aile evlerinden getirilen, arkasında ‘feminist olduğunu bilmeyen feminist’ annesi Ayşe İpçizade’nin siyah gelinlikli fotoğrafının bulunduğu Morris koltuk, “Sevgilim Ölü Asker”in farklı yayınevlerinden çıkan baskıları, kitabın basım sürecinde editörü Turgay Fişekçi ile yaptıkları yazışmalar… Art Rooms’un içiçe geçen odalarında bu materyaller arasında gezerken 40 yıllık edebi hatırı olan özel bir geçmişti izini sürdüğümüz. Sergi aynı zamanda, Lefkoşe, İstanbul, Londra, Atina kuartetinde yaşayan, “Hangi dilde ağlayacağımı bile şaşırdım çoğu kez” diyen Yaşın’ın bizzat hayatın kendisinden yaptığı çeviriler. Zaman zaman şiir, zaman zaman roman kimi zaman makale, deneme formlarında dile gelen. Bazen de bir fotoğrafta, soluk bir el yazısında, bembeyaz bir A klavye daktiloda.

Haberin Devamı

Özetle, çok dilli ve çok kültürlü bir edebiyatçının özgürlüğü vatan belleyen yersiz yurtsuzluğuna, farklı diller ve alfabelerle kurduğu ilişkiye de dikkat çeken güzel ve derin bir sergiydi Art Rooms’daki “Sevgilim Ölü Asker”.

Sırada ise bir İstanbul sergisi var. Mehmet Yaşın’ı edebiyattaki 40. yılında bir şair ve bir dünya vatandaşı olarak ele alan, çalışmalarındaki çetrefilli yönleri yansıtan Evogoras Vanezis’in küratörlüğünü yaptığı “Kuşlar Cıvıldaşsa Üstümde” adlı bu sergi 13 Aralık’ta Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde açılacak.

Haberin Devamı

Madem Yaşın’ın edebiyattaki 40. yılını kutluyoruz, İthaki Yayınları’ndan çıkan, aşk, yas, yaşlanmazlık üzerine yazdığı yeni romanı “Selam Metin, Ben Berceste”yi de hatırlatmak isterim. 

Nice 40 yıllara Mehmet Yaşın, sevgiye tutunmaya devam ederek, inatla. 

İyi pazarlar.