Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

12 Haziran seçimi geride kaldı, ancak tartışmalar bitmedi.
YSK, Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin vekilliğini, seçim öncesinde aldığı kesinleşen 1 yıl 8 aylık hapis cezası nedeniyle iptal etti. İptal kararıyla birlikte, seçim hukuku, kararın hukukiliği, bu kararın seçimden önce neden verilmediği gibi birçok soru tartışılmaya başlandı.
Gerçekten de YSK, Dicle’nin aday olup olamayacağını seçim öncesinde karara bağlamış olsa, seçime bağımsız adaylarla giren ve Diyarbakır’da birden fazla yedek aday da gösterdiği bilinen BDP, seçmen tabanına bir başka adayı işaret edebilir, Dicle’ye verilen 70 bini aşkın oy da boşa gitmemiş olurdu. Ancak bu yapılmadı. YSK’nın oybirliğiyle aldığı karara yapılacak itirazın da sonucu değiştirmesi beklenmiyor. Bu nedenle, Dicle, vekilliği kaybedecek ve yerine büyük bir olasılıkla Ak Parti’nin adayı Oya Eronat TBMM’ye girecek.

Seçime damga vurdu
Dicle’nin seçilmiş olmasına rağmen TBMM’ye girememesi ise siyaset tarihindeki yerini alacak. Hem seçilmesine rağmen TBMM’ye girememesi hem de bunun özellikle Güneydoğu Anadolu’da yarattığı atmosferle.
Verdiği kararlarla seçim öncesinde de büyük tartışma yaratan YSK, son kararıyla, 12 Haziran seçimine vurduğu damgayı pekiştirmiş oldu.
Hatırlanacaktır; seçim öncesinde de YSK’nın verdiği, siyasi tarihe geçecek kararlar büyük olaylara neden olmuştu.
YSK, milletvekili aday listelerini açıklarken, BDP’nin desteklediği 7 ismin milletvekili adayı olamayacağına karar vermişti. Üstelik vekil olamayacağı açıklanan isimler arasında, zaten vekil olan ve vekilliği süren Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak gibi isimler de vardı.
Büyük tartışmalar yaratan bu kararın ardından yaşanan olaylarda bir kişi ölmüş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.
YSK’nın o gün verdiği kararlar, söz konusu 7 ismin geçmişte aldıkları cezalara ilişkin memnu hakların iadesi kararlarını sunmamalarına bağlanıyordu. YSK, 1973 yılından kalma cezalar için bile belge istiyordu.
Ancak bu süreçte yeni Türk Ceza Kanunu’na göre, infazı tamamlanmış bir ceza nedeniyle ayrıca memnu hakların iadesi kararı verilemeyeceği, hakların otomatik olarak kazanılmış sayıldığı, mahkemelerin de memnu hakların iadesini talep edenlere yeni TCK’yı işaret ederek, böyle bir
karar verilemeyeceğini bildirdiği ortaya çıktı.

Aynı kararlarla vize aldılar
YSK ise yeni TCK’nın emredici bu kuralını görmezden gelerek, büyük olayların yaşanmasına neden oldu. BDP’liler bu kararlara, ellerindeki mahkeme kararlarını sunarak itiraz ettiler. YSK’nın kararından sonra başvurdukları mahkemeler, yeni TCK’ya göre böyle bir karar verilemeyeceği görüşünü tekrarlamıştı. Memnu hakların iadesi kararı bulunmamasına rağmen, verilen kararları bunun yerine sayan YSK, BDP’li Hatip Dicle’ye, Leyla Zana’ya, Gültan Kışanak’a, Sebahat Tuncel’e, Salih Yıldız ve Ertuğrul Kürkçü’ye adaylık vizesi verdi.

Uzun süre tartışılacak
Türkiye’nin boşu boşuna büyük gerilim yaşanmasına, çıkan olaylarda 1 kişinin ölüp, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan bu süreç, seçim hukukundaki boşluklardan olduğu kadar, YSK’nın mevzuat değişikliklerini iyi takip edemeyip, iyi yorumlayamamasından kaynaklanıyordu.
Şimdi YSK, Dicle hakkında verdiği kararla, seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasında da tartışma yarattı. Elbette, bu tartışmalar bir sonuca bağlanacak, herkes saygıyla yaklaşıp kararları uygulayacak ancak YSK’nın bu kararları uzun bir süre tartışılmaya devam edilecek.