Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yüksek yargı ve merkezi denetim organlarından sonra sıra Sayıştay’a geldi.
İktidarın TBMM’ye sunduğu yeni Sayıştay yasa teklifi, bu kurumun yapısını, işlevini ve etkinliğini önemli ölçüde törpüleyecek gibi görünüyor.
Her yeni yasayla denetim ve yargı işlevi açısından biraz daha kötüye giden Sayıştay’ın, yeni teklifin yasalaşması halinde iyice felç olma riski çok yüksek.
Sayıştay, Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü anayasal kurumlarından biriydi. 151 yıllık bir tarihe sahip olan Sayıştay anayasal güvence, bağımsızlık, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi, yasaların uygulanması, bütçenin denetimi, idarenin eğitilmesi, 1996 yılından yeni Sayıştay Yasası yürürlüğe girene değin sürdürdüğü performans denetimiyle, dünya sayıştayları arasında ağırlıklı bir yere sahipti. Türk Sayıştay’ı performans denetimi alanında, Dünya Sayıştaylar Birliği, INTOSAI adına uluslararası denetim standartlarını belirleyecek kadar güven duyulan bir kurumdu.
Sayıştay’ın TBMM adına, siyasi otoritenin etki alanı dışında, etkin denetim, yargılama ve raporlama yapmasına olanak sağlayan 832 sayılı yasanın kaldırılmasından sonra düzenlenen yeni teşkilat yasaları Sayıştay’ı geriye götürdü.
2003’te yürürlüğe giren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve 6085 sayılı yeni Sayıştay Yasası ile performans denetimi yetkisi kaldırıldı. Bu yasalarla getirilen zorlama, bazıları işlevsiz raporlar bu yasa döneminde de hazırlanamadı, Sayıştay’ın Meclis’e rapor sunma mekanizması uygulamada kaosa yol açtı.
Şimdi yeni bir Sayıştay yasası teklifi Meclis’e sunulmuş durumda. Bu teklifte öngörülen düzenlemeler Sayıştay’ı etkinliğini daha da geriye götürecek gibi görünüyor.

Genelgenin gücü
Bu teklifte Sayıştay denetimi ve yargılamasında, bakanlıkların iç genelgelerini yasa gibi uyulması gereken hukuk normları haline getiriyor. Sayıştay kurumların iç talimat ve genelgelerini yasaya aykırı bulursa, yasal dayanak olarak kabul etmiyor, sorgu açabiliyordu.
Bu teklif yasalaşırsa, kamu kurumlarının yasalara uymayan yönetmelik, genelge gibi düzenlemelerini yasal dayanak olarak kabul etmek zorunda kalacak.

Dışarıdan atama
Teklif Sayıştay meslek mensuplarının dışarıdan atanmasına kapı açıyor. Ağır bir yarışma sınavıyla denetçi yardımcısı alan ve iki yıllık sıkı bir eğitimden sonra yeterlilik sınavıyla denetçiliğe atayan Sayıştay’a, dışarıdan denetçi atanabilecek.
Teklif Sayıştay’a yarışma sınavıyla alınacak denetçi yardımcısı sayısı kadar dışarıdan atanacaklar için de aynı sayıda kadro açılmasını öngörüyor. Bu düzenleme Sayıştay meslek mensupluğunu kariyer meslek olmaktan çıkarıyor.

Savcılık duvarı
Teklif Sayıştay başsavcısı ve savcılarının yetkilerini artırarak, denetçilerin raporlarının yargılama aşamasına geçmesi önünde adeta bir duvar oluşturuyor.
Sayıştay denetimi esas olarak denetçilerin yetkileri üzerine kuruludur. Sayıştay denetçilerinin her biri idareden bağımsız şekilde denetleme, bilgi ve belge toplama, sorgulama ve raporlama yetkisine sahiptir. Bu sistem içinde denetçinin savunmaları alarak hazırladığı raporlar doğrudan Sayıştay dairelerine gider ve orada kesin hükme bağlanırdı. Bu süreçte Sayıştay savcısı denetçinin raporuyla ilgili olarak sadece görüş bildirir ancak bu görüş denetçiyi ve yargılayacak daireyi bağlamazdı.
Yeni yasa teklifinin öngördüğü düzenleme de denetçi raporlarının yargı aşaması için Sayıştay dairelerine gönderilip gönderilmeyeceği savcıların takdirine bırakılıyor. Denetçi grup başkanın itirazı halinde ise son sözü Sayıştay Başsavcısı söylüyor. Başsavcının vereceği karar kesin kabul ediliyor. Denetçiler ile Sayıştay yargılama daireleri arasındaki bağ koparılıyor. Sayıştay denetimi meslek mensuplarının değil, Maliye Bakanlığı’nın teklifi ve ortak kararname ile bürokrasiden atanacak savcıların takdirine bırakılıyor.
Teklifin bu haliyle yasalaşması halinde Sayıştay’ın bağımsızlığı, denetimi, yargı işlevi, mensuplarının kariyeri, kurumun işleyişi ve etkinliği açısından daha da geriye gideceği çok açık.