12 Haziran seçimlerinden sonra oluşan atmosfer içinde başta yeni anayasa olmak üzere Kürt sorunu da dahil birçok temel sorunun siyasal ve toplumsal uzlaşmayla çözülebileceği beklentisi artmıştı. Tutuklu milletvekilleri nedeniyle başgösteren yemin sorunu ise TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in öncülüğünde çözüm sürecine girmişti. CHP iktidar partisiyle vardığı mutabakat sonucu yemin etti. BDP de AKP yetkilileriyle bir araya geldi. Bu görüşmelerden bir mutabakat çıkmadı ama BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş her fırsatta yüz yüze konuşmanın ve diyaloğun önemine işaret ederek bu temasın önemini vurguladı. “Konuşmak sataşmaktan iyidir” diyen Demirtaş, sadece barış ve demokrasi için uğraştıklarını da vurgulamıştı.
PKK’nın tahrip edici etkisi
12 Haziran sonrasında bir taraftan siyasal temaslar artarken İmralı ve Kandil’den tehditlerin arkası kesildi. Öcalan, İmralı’dan verdiği mesajlarda önce 15 Haziran’a kadar adım atılmazsa terörün tırmanacağı haberlerini yolladı. Daha sonra Kandil 15 Temmuz tarihini verdi. Son olarak da yine İmralı’dan “Barış Konseyi konusunda mutabakata vardık, 15 Temmuz’un hükmü kalmadı” mesajı geldi. Ayrıca Öcalan, BDP’nin yemin edebileceğini de avukatları aracılığıyla duyurdu.
Harekete geçen BDP, Cemil Çiçek’in çağrısına olumlu yanıt vererek iktidar partisiyle iki kez görüşme yaptı ancak mutabakata varamadı.
Buna karşın kendi kararıyla yemin edebileceği yönünde de açıklamalar yapıldı.
Meclis’in normal çalışma düzenine döneceği ve yeni anayasa için çalışmalara başlayacağı umudu yükselmişken, Diyarbakır’ın Silvan ilçesi kırsalında 13 askerimizin PKK tarafından şehit edildiği haberi Ankara’ya bomba gibi düştü, oluşan siyasi ortamı ve beklentileri tahrip etti. Tüm partilerin katılımıyla TBMM’de yeni anayasa için çalışmaların başlayabileceği zemini de büyük ölçüde ortadan kaldırdı.
“15 Temmuz’un hükmü kalmadı” açıklamasına rağmen PKK son günlerde eylemlerini artırmıştı. Son olarak 2 askeri kaçıran PKK, 1 aylık süre içinde değişik yer ve zamanlarda 10 askerimizi de şehit etti. Dünkü olayda da 13 askerimizin şehit edilmesi PKK’nın eylemsizlik kararının bir “hikâye”den ibaret olduğunu kanıtladı.
BDP’yi sıkıştıracak
PKK’nın sıklaştırdığı bu eylemler siyasi alanda BDP’yi sıkıştıracaktır. PKK ile arasına mesafe koyamamakla eleştirilen BDP’nin siyasi hareket alanı daha da daralacaktır.
Bu eylemlerin en önemli sonuçlarından biri, BDP’nin barış, demokrasi ve yeni anayasa konusundaki inandırıcılığını da çok büyük ölçüde zedeleyecektir.
BDP bu eylemlerden sonra Meclis’e gelip yemin ederek normal çalışma düzenine girse bile bu eylemlerin yaratacağı baskının altında kalacak ve önerileri samimi bulunmayacaktır.
Türkiye’yi bölmek istemedikleri, hedeflerinin demokratikleşmek olduğu, bayrakla, vatanla, İstiklal Marşı’yla sorunları olmadığı yönündeki beyanlar kamuoyunda etkili olmayacaktır.
Siyasi kanalların açık tutulması için gösterilen çabalar ortadayken PKK’nın vazgeçmek bir yana terörü daha da tırmandırması “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” özdeyişinde olduğu gibi algılanacaktır.
13 askerimizin şehit edilmesi ve 7 askerimizin yaralanmasıyla kamu vicdanında oluşacak yargı Ankara’nın terörle mücadele konusunu yeniden gözden geçirmesine de neden olacaktır.