Devlet ile PKK arasında 2 yılı dolaylı 3 yılı dolaysız olmak üzere 5 yıldır görüşmeler yapıldığı kamuoyuna yansımış durumda. Murat Karayılan’ın dile getirdiği bu bilgi, devlet tarafından da zımnen kabul edilmiş durumda.
Bu görüşmelerin birine ait kayıtlar yayımlandı. Yayımlanan ve 5. görüşmeye ait olduğu anlaşılan bu kayıt üzerinde de birçok tartışma yapıldı.
Bu bağlamda açılan tartışmada PKK-BDP cephesi, sürekli olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve hükümeti, “sözünde durmamakla; seçim öncesi eylemsizliği sağlamak amacıyla PKK’yı oyalamakla” eleştiriyorlar. Murat Karayılan, Taraf’a gönderdiği mektupta daha da ileri giderek, PKK ile görüşen heyetin Abdullah Öcalan’la görüşen aynı heyet olduğunu, görüşmelerin paralel yürütüldüğünü ve bu heyetle Öcalan ve PKK arasında da uzlaşma sağlandığını iddia ediyor.
Bu iddiayı BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da başka ifadelerle sürekli tekrarlıyor ve Başbakan Erdoğan’ı suçluyor.
Üç konuda uzlaşma
Karayılan, Demirtaş ve diğer BDP sözcülerinin açıklamalarında, üç konuda devlet heyetiyle Öcalan ve PKK arasında uzlaşma sağlandığı ifadesi ortak noktayı oluşturuyor.
Karayılan’ın daha açık ifade ettiği biçimiyle, “Öcalan’ın serbest bırakılması, anadilde eğitim ve özerk bölge” konularında uzlaşma sağlanmış ve bu konular bir protokole bağlanmış; heyetin kabul ettiği bu protokolleri Başbakan Tayyip Erdoğan kabul etmemiş, cevap verme gereği bile duymamış ve üslubunu giderek sertleştirmiş. Görüşmeler bu nedenle kesilmiş ve PKK yeniden terörü tırmandırmış!
İzaha muhtaç konular
Başbakan Erdoğan, PKK-BDP cephesinin gündeme getirdiği protokollerle ilgili olarak gazetecilerin sorusunu yanıtladı. Bunların doğru olmadığını, ortada bu türlü protokoller de bulunmadığını ifade etti. Şerafettin Elçi ise protokollerin varlığında ısrar ederek, gördüğünü açıkladı.
Bu durumda, görüşmeleri yapan heyetin böyle bir protokol hazırlanıp, hazırlanmadığı ve özellikle de iddia edildiği gibi bu üç konuda heyetle Öcalan ve PKK arasında bir uzlaşma sağlanıp sağlanmadığı izaha muhtaç konulardır.
Erdoğan’ın duruşu
Başbakan Erdoğan, seçim kampanyası boyunca bu tür bir uzlaşmayı ima etmek bir tarafa tümüyle karşısında bir söylem kullandı. Öcalan için “ben olsam asardım” diyen, “özerklik bizim kitabımızda yoktur, geçin bunları” diye karşılık veren Başbakan Erdoğan’ın bu duruşu, PKK-BDP cephesinden yapılan açıklamalarla taban tabana zıt duruyor.
Sıra hükümet cephesinde
PKK ve BDP sözcülerinin sürekli gündemde tuttuğu bu kafa karıştırıcı iddialarına karşılık hükümet cephesi de kamuoyunu aydınlatmalı; gerçekte ne olduğunu paylaşmalıdır.
Başbakan Erdoğan ve bazı bakanlar, “gerekirse yine görüşülür; görüşmelerin kesilmiş olması bir daha olmayacağı anlamına gelmez” dediklerine göre, sürecin neden ve nerede kesildiği konusunda verilecek bilgi, PKK-BDP iddialarına açıklık getirmek bakımından da yararlı olur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut yapısını ve bekasını ilgilendirecek bu kadar önemli bir konuda kamuoyunun sadece PKK cephesinden gelen açıklamalarla ne olduğunu, ne olacağını anlaması ve gerçeğe ulaşması mümkün değildir.