Önce şunu belirtmem gerekiyor; sağlık ve eğitim gibi alanların kamu hizmeti niteliğinin ağır bastığına, basması gerektiğine inanırım. Özellikle Türkiye gibi gelir uçurumunun çok büyük olduğu ülkelerde bu hizmetlerin kamu tarafından, özel sektörü aratmayacak ve fırsat eşitliği sağlayacak nitelik ve şekilde verilmesi esas olmalı.
Tam Gün’e destek
Bu bakımdan, emeklerinin karşılığını almaları koşuluyla doktorların tam gün çalışmaları savunulması gereken sistemdir. Ayrıca öğretmenlerin de hak ettikleri ücreti almaları koşuluyla kamuda hizmet vermeleri, ikinci bir işe ihtiyaç duymadan çocukları yetiştirmeleri elbette temel hedef olarak görülmeli.
Bu işin ayrı yönü. Bir de yürüyen hukuki bir tartışma var. Konu devlet memuruna ikinci iş yasağının kapsamı. Bu konuyu aydınlatmaya çalışıyoruz.
İkinci iş yasağının kapsamı
Devlet memurlarının ikinci iş yapamayacaklarına ilişkin düzenlemenin sadece ticari faaliyetleri kapsadığı, mesleklerini serbest olarak dışarıda da sürdürmelerine bir engel olmadığı görüşü tartışmaları alevlendirdi.
Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri Bülent Serim’in, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 28. maddesindeki yasaklayıcı kuralın, memurların ticari faaliyette bulunmalarıyla ilgili olduğu, ancak mesleklerini mesai saati dışında özel olarak icra etmeleri açısından bir yasak bulunmadığı saptamasına Prof. Dr. Şükrü Kızılot da katıldı.
Kızılot da Serim gibi, özel yasalarda aksine hüküm yoksa, devlet memurlarının mesai sonrasında mesleklerini serbest olarak icra etmelerinin mümkün olduğunu belirtiyor. Kızılot, dünkü görüşmemizde, hâkim, savcı, asker, polis gibi özel teşkilat yasalarında yasaklayıcı kural bulunan meslekler dışındaki memurların ikinci iş olarak dışarıda çalışabileceklerini belirtti. Kızılot, Maliye memurlarının da yasak kapsamında olduğu bilgisini verdi. Vergi Usul Yasası’nda bu memurlar için özel yasaklayıcı hüküm bulunduğunu aktardı.
Mimar, mühendis, hemşire
Yasak kapsamının sınırını “özel yasalarında aksine hüküm yoksa” biçiminde tanımlayan Prof. Dr. Kızılot, kamuda çalışan mimar, mühendis, hemşire gibi meslek sahiplerinin de tıpkı doktorlar gibi serbest meslek faaliyetinde bulunabileceğini vurguladı.
Serbest meslek faaliyeti
Kızılot, serbest meslek faaliyetinin ticaret sayılmayacağını vurgulayarak, Gelir Vergisi Yasası’nın 65. maddesinin 2. fıkrasındaki, “serbest meslek faaliyeti” hükmünü anımsattı. Söz konusu hüküm şöyle:
“Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabii olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.”
Kendi hesabına veya ücretli
Kızılot, bu hüküm çerçevesinde kamuda çalışan öğretmen, mimar, mühendis, hemşire gibi meslek sahiplerinin mesaiden sonra serbest meslek faaliyetinde bulunabileceklerini; bunu kendi nam ve hesaplarına yapabilecekleri gibi bir işverene bağlı olarak ücret karşılığında da yapabileceklerini ifade etti. Bu çerçeve içinde özel yasalardaki yasaklayıcı hüküm bulunan meslekler dışında, devlet memurunun dışarıda mesleğini icra etmesine engel bir hüküm bulunmadığını vurguladı.
Kayıt dışılığı önler
Prof. Dr. Kızılot, fiilen birçok devlet memurunun mesleğini dışarıda da icra ettiğini, ancak yasak olduğunu sanarak, bu işi kayıt dışı olarak yürüttüğünü de ekledi. Bu durumun, kayıt dışılığı teşvik ederek devlet açısından vergi kaybına neden olduğu üzerinde de durdu.
Kızılot, ikinci işlerin kayıt altında yapılması halinde devletin bu kazançlardan vergi alacağını, ayrıca devlet memurunu kayıt dışı çalıştırdığı işverenlerin sahte fatura kullanmalarının da önüne geçileceğini savundu.