Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği “devamsızlık”tan milletvekilliklerinin düşürülmesi konusu CHP’nin hareket alanını daraltma girişimi olarak değerlendirildi.
Başbakan Erdoğan ve Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın “5. oturumda da yemin etmezlerse milletvekillikleri düşer” tezini, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları hem hukuken hem de siyasi olarak uygulanabilir bulmuyorlar.
CHP’nin hukukçuları Prof. Dr. Süheyl Batum, Rıza Türmen ve Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi hukuken devamsızlık müessesesinin işletilemeyeceği kanaatindeler.
CHP lideri Kılıçdaroğlu da bu görüşte olmasına rağmen, geçen gün yaptığımız sohbette, “İsterlerse o yola da başvursunlar. Biz ona da hazırız” yanıtını vermişti.
CHP lideri dün yaptığı konuşmada da, “Tarih, demokrasi için bedel ödemiş insanlarla doludur, biz de her türlü bedeli ödemeye hazırız” diyerek, Başbakan Erdoğan’ın restini görmüş oldu.
Tabana anlatma
Kılıçdaroğlu ve yönetiminin, yemin etmeme kararının partiyi köşeye sıkıştırdığı ve bunun da grup içinde aykırı seslerin çıkmasına neden olduğu kulislerde konuşuluyor.
Meclis Genel Kurulu’nda ve kamuoyuna karşı bu kararı uygulamakla birlikte bazı milletvekillerinin yemin edilmesinden yana olduğu şeklindeki söylentiler Kılıçdaroğlu’nun dünkü kararlı tutumundan sonra azalmıştı.
Bu yöndeki sesler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da ulaşmış olmalı ki, izlenen politikanın CHP tabanına anlatılması kararı alınmış görünüyor.
Kılıçdaroğlu, dün milletvekilleriyle gruplar halinde yaptığı görüşmelerde herkesin seçim bölgesine giderek seçmenlerine ve halka CHP’nin neden böyle davrandığını gerekçeleriyle birlikte anlatmalarını istedi.
Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerinin yasal bir engel olmadığı halde cezaevinde tutulduğuna ve bunun CHP’nin sorunu olmanın da ötesinde bir demokrasi sorunu olduğuna inanıyor. Bu nedenle de tutuklu milletvekillerinin yemin etmelerinin yolu açılıncaya kadar, yemin etmemeye kararlı görünüyor.
Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasında yaptığı bir vurgu da yargının yürütmenin vesayetinde olduğu ve oradan aldığı güçle parlamentoyu, milli iradeyi ve demokrasiyi vesayet altına almaya çalıştığı biçimindeydi.
Tutumunu böyle gerekçelendiren Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerinin parlamentoya gelmelerinin yolu açılıncaya kadar kararından dönmemeye ve varsa siyasi bedelini ödemeye hazır görünüyor.
Ortak çözüm
CHP lideri Kılıçdaroğlu ve yönetiminin “Sorun, mutlaka şu yöntemle çözülmeli” şeklinde dayatmacı bir tutumları yok. Başka sorunlara yol açmadan, tutuklu milletvekillerine yemin yolunu açacak her öneriye açık duruyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun dün açıkladığı gerekçelerin sonuncusunda “CHP her türlü çözüme açıktır” ifadesinin yer alması da bunu gösteriyor.
CHP, sadece tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal için değil bütün tutuklu milletvekilleri için ortak bir çözüm bulunmasını talep ediyor.
TBMM Başkanlığı’na Cemil Çiçek’in seçilmesiyle birlikte CHP’de de çözüm umudu yükselmiş durumda.
Çiçek’in Meclis Başkanı olarak kuracağı temaslar sonrasında Meclis’teki partileri bir araya getirerek, ortak çözüm için bir zemin oluşturulması bekleniyor.
Bu yöndeki ilk adımı CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bugün veya yarın TBMM’nin yeni başkanı Cemil Çiçek’e yapacağı ziyaret oluşturacak.