Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ta özgürlük ateşini Samsun’da yakmış ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır.
Bağımsızlık mücadelesinin sonunda kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni de gençlere emanet etmiştir.
Gençliğin aldığı emaneti koruyabilmesi, daha ileriye taşıyabilmesi için 19 Mayıs’ın temsil ettiği değerleri unutmaması gerekiyor.
19 Mayıs kutlamasından sonra, CHP’nin Aydın mitingine devam edelim...

‘Topuklu Efe’
CHP’nin Aydın mitingi başarılıydı. CHP’nin “Demokrasi ve Özgürlük” adını verdiği mitinglerin ilki olması nedeniyle Aydın il örgütü ve belediyesinin çok iyi hazırlık yaptığı anlışıyordu.
Dönüş yolunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla sohbet ederken, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun başarılarından sık sık söz eti. Çerçioğlu’nun Aydın’ı modern bir kent haline getirdiğini, rant tacirleriyle, mafyayla mücadele ettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Cesareti ve mücadelesi nedeniyle Özlem Hanım’a Aydın’da ‘Topuklu Efe’ derler” diye memnuniyetini ifade etti.
Kılıçdaroğlu’yla sohbette konu sık sık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti ve Beyaz Saray’dan yansıyan görüntülere geldi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ve Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a yer vermiş olmasının özel anlamlar taşıdığını düşünüyor.
CHP lideri, Başbakan’ın Arınç’ı ABD heyetine almasındaki asıl amacın Fethullah Gülen Hoca’yla temas kurmak olduğunun anlaşıldığını söyledi. Erdoğan’ın, Arınç’ın Gülen’le “vekâleten” görüştüğünü söylemesine de dikkat çekti.
Numan Kurtulmuş’un heyette yer almasının yanı sıra Başkan Obama’yla yapılan resmi görüşmelere katılmasını da Erdoğan sonrası için anlamlı buluyor Kılıçdaroğlu. CHP lideri, Kurtulmuş’un da yer aldığı resmi görüşme masasını değerlendirirken, “Anlaşılan Erdoğan, Kurtulmuş’u akredite ediyor” yorumunu yaptı.

Eleştiriye tebessüm
Meslektaşlarımız Başbakan Erdoğan’ın, kendisini Esad’a benzeten Kılıçdaroğlu’nu medyanın yeterince eleştirmediği yolundaki sözlerine ne yanıt vereceğini sorduklarında, Kılıçdaroğlu uzun süre tebessüm ettikten sonra, “Bu sözleri okurken gülümsedim. Sanki basın bize çok destek veriyor da, beyefendi de onları eleştiriyor! Sadece gülüyorum” yanıtını verdi.
Söz medyadan açılınca, “ABD’li gazetecilerin Beyaz Saray’da Türkiye’deki insan hakları ihlallerine, basın özgürlüğüne ilişkin soru sormalarını beklerdim. Pek çok düşünce kuruluşu Türk demokrasisinin kalitesizliğine vurgu yaparken, raporlar yayımlarken, gazetelerde bu yönde haberler yer alırken, Obama’ya bu yönde soru sorulmaması ciddi eksiklik” diye de ekledi.

Vatandaşlık tanımı
Kılıçdaroğlu, CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu vatandaşlık tanımının üzerinde diğer partilerin de uzlaşacağı inancını taşıyor.
Bu inancını şöyle ifade etti:
“Anayasa’da toplumun duyarlı olduğu konular var. Bunlar Türk milleti kavramı ve Atatürk’e verilen önemdir. Biz de bu konularda duyarlıyız. Göreceksiniz, CHP’nin vatandaşlık tanımında herkes uzlaşacak. Başlığı, Türk Vatandaşlığı. İçinde ise bir etnik kimliğe, inanca vurgu yapmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı tanımı var.”

Başkanlık sistemi
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 2014’te üç seçimin birden yapılacağı yönündeki sözlerine de yorum getirdi. CHP lideri, Erdoğan’ın ne söylediğinin tam olarak anlaşılmadığını, üç seçimin aynı yıl nasıl yapılacağının netlik taşımadığını ifade ederek, başkanlık sistemiyle ilgili olarak da şu yorumu yaptı:
“Başbakan çıkıp bir anlatsın bakalım başkanlık sistemiyle ne istiyor? Partili cumhurbaşkanı diyor mesela. Nedir burada istediği? İçini doldurmalı. Sadece AKP’de kaydının olmasını istiyorsa, o ayrı bir şey... Ama hem AKP’yi yöneteceğim hem cumhurbaşkanı olacağım diyorsa, o daha farklı bir şey. AKP’nin milletvekili adaylarını tayin etmek istiyor, ‘ya ben ya hiç’ diyor demektir.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Suriye konusundaki politikasını da şöyle eleştirdi:
“Suriye konusunda konuştukça batıyor. O ve Dışişleri Bakanı ne söylediyse aksi oldu. Esad’a 2 ay süre veren kimdi? Haftalar içinde gidecek diyen kimdi? Ne oldu takvimlere? Belki hiç konuşmasalar daha sağlıklı olacak.”