Abdullah Öcalan’ın mektubunu ileten BDP heyetinin Kandil’le temas kurmasının bir gün gecikmesi, mektuba verilecek yanıtın da bir hafta 10 gün zaman alacağının duyurulması “Kandil ağırdan mı alıyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Heyetin ulaştığı ilk gün Kandil’in BDP’lileri kabul etmediği yönünde haberler çıkması da aynı soru işaretine neden olmuştu.
Hava operasyonu
BDP heyeti ile temasın gecikmesinin belirgin nedeni, Kandil ve çevresindeki PKK kamplarına arka arkaya yapılan hava operasyonlarıydı. Operasyon, BDP heyeti Süleymaniye’ye vardığı gün de devam etti.
BDP heyetinin sürecin bir aşaması olarak Kandil’le mektubu görüşeceği gün ‘neden operasyon yapılıyor’ diye Ahmet Türk de tepki göstermişti.
Ankara’da bu soruya aldığım yanıt, bir taraftan görüşme sürecine mektup yoluyla dahil olurken, diğer taraftan PKK kamplarındaki hareketliliğin devam etmesiydi.
Ankara bu tespiti yaptıktan sonra hava operasyonunu başlatmakta tereddüt etmedi. Devletin üst düzeyindeki yetkililer, “terörle mücadele, siyasi uzantılarıyla müzakere” ilkesinin gereğini yerine getirdiklerini ifade ettiler.
Hava operasyonunun mesajı, sürecin devam etmesinin teröristle mücadeleyi durdurmayacağı yönündeydi. PKK cephesi silahlı eylem ve hareketliliği durdurmazsa operasyonların da durdurulmayacağı mesajı verildi.
Kandil’deki bir günlük gecikmenin nedeni buydu.
Karşı tutum
Ankara’nın bu kararlılığına karşılık Kandil de elinde tuttuğu kamu görevlilerinin serbest bırakılması konusunu ağırdan almaya yönelmiş görünüyor.
Ankara’daki beklenti, BDP heyetinin PKK’nın elindeki kamu görevlileriyle birlikte Türkiye’ye dönmeleriydi. BDP heyeti de aynı beklenti içindeydi. Bunun kamuoyu için iyi bir başlangıç olacağı düşünülüyordu.
Ancak Kandil, bu işi ağırdan alarak beklentiyi erteledi.
Bu ötelemenin gerekçelerinden biri olarak da “tek taraflı olmaz” mesajı verildi.
Öcalan’a yanıt
Öcalan, gönderdiği mektupların “taslak” olduğunu vurgulayarak, Kandil’den gelecek yanıtı dikkate alacağını duyurmuştu.
Öcalan Kandil’in karamsarlığı aşması gerektiğini de BDP’li milletvekilleri aracılığıyla iletmişti. Ayrıca milletvekilleri, Kandil’in Anayasa’ya Kürt kimliğinin yazılması talebini de Öcalan’ın yanlış bulduğunu yansıtmıştı.
Görünen o ki Kandil, Öcalan’ın görüşme sürecinde ilerlemesine engel oluşturmayacak. Ancak İmralı tarafından dikkate alındığını hissettirecek bir yol izleyecek. Siyasi alanda Öcalan’ın görüşlerine karşı ısrarcı olmasa da silahlı alanı ilgilendiren konularda etkili olmaya çalışacak. Yurt içindeki PKK’lıların yurtdışına çıkarılması yöntemi ve süreci ile silah bırakma aşamalarında talepleriyle Öcalan’ı yönlendirme çabasına girecek.
Bir hafta 10 gün zaman alacağı belirtilen yanıtta bu duruşun izlerinin olacağını tahmin etmek zor değil.