CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten, Cumhurbaşkanlığı sırasındaki Süleyman Demirel gibi olmasını beklediğini dün yansıtmıştım.
Kılıçdaroğlu, Demirel’in Cumhurbaşkanı olduktan sonra tarafsız bir tutum sergilediğini, inisiyatif aldığını ve etkin olduğunu belirtmiş, Çiçek’ten de tarafsız bir makam olan TBMM Başkanlığı’nda Demirel gibi davranmasını arzu ettiklerini vurgulamıştı.
“Ben kendime benzerim”
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e dünkü görüşmemizde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu beklentisini sordum. Şu yanıtı verdi:
“Ben hayatım boyunca kimseye benzemek için bir gayret sarf etmedim. Ben kendime benzerim. Kendimin aynısı olmaya gayret ederim. Ne isem öyle olmaya çalışırım. Sayın Demirel gibi olmam konusuna gelince benim Sayın Demirel’le ne kadar benzer ne kadar benzemez yönüm olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Kamuoyu Sayın Demirel’i de tanır, beni de tanır. Ben kimseye benzemek için bir çaba göstermem. TBMM Başkanlığı görevimi de yapmaya çaba gösteriyorum ve göstereceğim. Benim bu görevi yürütürken partiler arasında bir ayrım gözetmem zaten söz konusu olmaz.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Çiçek’in TBMM adaylığını olumlu karşılamış ve “Eğer oy kullanacak olsaydık desteklerdik” demişti. Kılıçdaroğlu, Cemil Çiçek’in deneyimini ve devlet adamlığı özellikleriyle TBMM Başkanlığı’nı başarıyla yürüteceğini inandıklarını da vurgulamıştı. CHP lideri, TBMM Başkanı’ndan özellikle tutuklu milletvekillerinin sorununun çözülmesi yönünde öncülük etmesini ve TBMM Başkanı olarak soruna sahip çıkmasını bekliyor.
BDP’ye ziyaret var mı?
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti, gündemdeki konuları görüştü. Özellikle yeni anayasa çalışmaları için bayramdan sonra başlatacağı girişimler ve uzlaşma komisyonu kurulması yönünde çağrıda bulunacağı bilgisini paylaştı.
TBMM Başkanı Çiçek, CHP ve MHP’den sonra BDP’yi de ziyaret edecek mi? Bu sorunun cevabı bugün için belli değil. Ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmemesi Çiçek’ten çok BDP’nin tavrına bağlı görünüyor.
Çiçek, BDP’nin durumuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmakla yetindi:
“Yürütülecek çalışma bir yasama faaliyetidir. Bu sürece katılmaları için yemin etmeleri gerekir. Ben bu sürece katılmalarını ve yemin etmelerini arzu ederim. Ümit ederim, 1 Ekim’de gelir yemin eder ve sürece katılırlar.”
BDP’nin çelişkisi
Seçim öncesi ve seçim sonrasında anayasa çalışmalarına katılmak ve katkı vermek istediklerini sık sık vurgulayan BDP’nin Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ve arkadaşları TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i de ziyaret etmişlerdi.
Ancak yemin etmediler ve grup toplantılarını Diyarbakır’da yapmaya başladılar.
Diyarbakır’da alternatif toplantılar yapıp kararlar oluşturan BDP’nin, TBMM Başkanı Çiçek’ten girişimde bulunmasını beklemeleri çok gerçekçi değil. TBMM’ye üye seçilmiş olmalarına karşın Diyarbakır’da faaliyet göstermek, ancak Ankara’da TBMM çatısı altında yemin ederek görev yapmayı kabul etmemek çelişkili bir durum ortaya koyuyor.
BDP bu tavrını sürdürür ve yemin etmeyerek TBMM çalışmalarına katılmazsa yeni anayasanın yapım sürecinin de dışında kalacaktır. Bu da BDP’nin yeni anayasa söylemiyle çelişkili bir tutumdur.
Teröre karşı tutum
BDP’nin terör örgütü PKK’ya karşı mesafe koymadığı, koyamadığı biliniyor. Son 1 ayda artan PKK saldırıları karşısında BDP’nin aldığı tutum, teröre karşı, terör örgütüne karşı tatmin edici, kararlı bir tutum değil.
Çukurca’da 8 asker ve 1 korucunun şehit edilmesiyle ilgili saldırıdan sonra bazı BDP sözcülerinin yaptığı açıklamalar, PKK’yı kınamak bir yana Ankara’yı tehdit eder mahiyetteydi. Bu koşullarda BDP belirgin şekilde tutum değiştirmediği sürece TBMM Başkanı Çiçek’ten ilk adımı beklemeleri gerçeklerle örtüşmez.