Sağlanan mutabakat sonucunda CHP yemin etti ve Meclis’te normal çalışma düzenine geçti. Ancak BDP’liler hâlâ Meclis’e gelmiş, kayıt yaptırmış ve yemin etmiş değiller. BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, “süreçten dışlandık” serzenişinde bulunmuş ve Ak Parti ile CHP arasında sağlanan mutabakata dahil edilmediklerine vurgu yapmıştı. İki partinin vardığı mutabakatın BDP’yi bağlamadığına da duyurarak, “bu koşullarda yemin etmeyiz” demişti.
Kuşku yok ki, CHP’nin iktidar partisiyle mutabakata varıp yemin etmesiyle sonuçlanan süreçte TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in çok büyük payı var. Çiçek, CHP’ye yemin ettiren sürecin mimarı sayılabilir.
“BDP de etmeli”
TBMM Başkanı Çiçek’e, dünkü görüşmemizde, “CHP yemin etti ancak BDP ne olacak” sorusunu yönelttiğimde şu karşılığı verdi:
“BDP’lilerle de temas kuracağım, görüşeceğim. Elbette onların da yemin etmeleri çağrısında bulunuyorum. Meclis kapanmadan yemin etmeleri çok uygun olur. Ben bana oy verenlerin de vermeyenlerin de Meclis Başkanı’yım. Bu itibarla BDP’lilerin de kararlarını gözden geçirmelerini diliyorum ve umuyorum. Ben, yemin etmeleri için herkesi çağırdım. Bir kez daha davetimi tekrarlıyorum. Ümit ederim onlar da kararlarını gözden geçirip yemin ederler ve normal çalışma düzenine geçerler.”
“Önerilerini getirsinler”
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, sorunların çözüm yerinin Meclis olması gerektiğini yeniden vurguladıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“BDP’liler de görüşleri, fikirleri, önerileri, istekleri nelerse, gelsin anlatsınlar. Bütün bunların konuşulacağı ve sorunların da çözüleceği yer Meclis’tir. Meclis çalışmalarına katılmadan bu zeminde nasıl çözüm üretilebilir. Bu itibarla kararlarını yeniden gözden geçirip, yemin ederek görevlerine başlamaları ve çözümü burada birlikte aramaları için bir kez daha davette bulunuyorum. Sorunların başka bir çözüm yeri yok.”
Çiçek, bu açıklamalarından bir kaç saat sonra BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ve Siirt milletvekili Gültan Kışanak’ı makamına davet ederek, yeniden Meclis’te yemin etmeye çağırdı.
Üç teşekkür
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, mutabakatla sonuçlanan sürecin nasıl geliştiğine ilişkin sorularıma ise üç teşekkürle yanıt verdi:
“Bu sürecin olumlu sonuçlanmasında özellikle teşekkür edeceklerim var. Başta Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül olmak üzere Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan’a ve ana muhalefet lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na çok teşekkür ediyorum. Sürecin aşılması, gelişmesi ve olumlu sonuçlanmasında çok büyük katkıları olmuştur. Ayrıca ben herkesten, her milletvekilinden aynı yönde katkı bekliyorum.”
CHP memnun
Açıklanan mutabakat ve alınan sonuçtan CHP memnun mu? Süreçte aktif rol alan CHP Genel Başkanı Yardımcısı Erdoğan Toprak’a bu soruyu yönelttim. Yanıtı, “CHP istediğini aldı” biçiminde oldu. Şu değerlendirmeyi yaptı:
“CHP talebi ortaya bir irade beyanı konulmasıydı. Bizim istediğimiz buydu ve bu sağlandı. Mutabakat metni dikkatlice okunursa CHP’nin hem talebinin karşılandığı görülür.”
Yargı beklenecek
Mutabakat metni incelendiğinde iktidar ve ana muhalefet partilerinin sorunun çözümü konusunda öncelikle yargıyı bekleyecekleri anlaşılıyor. Anayasa ve yasaların özgürlükleri genişletici yorumlanması gerektiğine olan inancın vurgulanması bunun göstergesi. Bu arzunun ifade biçimine de çok dikkat edilmiş. Yargıyı rencide edecek, talimat ve telkin anlamına gelecek kelimeler kullanılmamış. Bir “temenni” dile getirilmiş. Yargı tutuklu milletvekillerini daha sonraki başvurularda tahliye kararı verirse sorun çözülmüş olacak ve acil bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olmayacak. Ancak yargıdan bu yönde bir karar çıkmazsa, TBMM ekimde açılır açılmaz bu konu ele alınacak.
