Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de akil adam denilince akla gelen isimlerin başında TBMM Başkanı Cemil Çiçek gelir.
Devlet adamlığı her zaman politikacı kimliğinin önünde gelen Çiçek, deneyimi ve sağduyusuyla önemli sorunların çözülmesinde her zaman akil adam işlevi görmüştür.
Terörle mücadeleden büyük hukuk reformlarına kadar ne kadar çetrefilli konu varsa hepsi Cemil Çiçek’e havale edilmiş ve tüm partilerle diyalog içinde bir çıkış yolu bulmuştur. Anayasa değişikliklerinden, ceza, borçlar, medeni kanun gibi temel kanunların uzlaşmayla çıkarılmasına, partisinin kapatılma davasında Anayasa Mahkemesi’nde savunmayı üstlenmekten, IRA ve ETA’yı incelemeye kadar birçok konunun sorumluluğunu üstlenmiş bir isimdir.
İmralı’da Abdullah Öcalan’la başlayan görüşme sürecinde de TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in görüş, öneri ve uyarılarının önem taşıyacağına kuşku yok.
Bu amaçla dün makamında ziyaret ettiğimiz Çiçek’e, “21 Mart’ta Diyarbakır Meydanı’nı ve Öcalan’ın mektubunu nasıl okudunuz?” diye sorunca, yanıtı Yozgat’tan verdi. “Bizim Yozgat’ta” dedi, “Bir söz vardır: Büyük iş hiçbir zaman küçük iş olmaz.”
Sürece bu gerçeği unutmadan bakmak ve kolay bir süreç olmayacağını baştan bilerek hareket etmek gerektiğini söyledi.

“Türk bayrağı olmalıydı”
Çiçek’le sohbetten edindiğim ilk izlenim, bu süreçte Öcalan-PKK-BDP cephesinin söylem ve davranışlarına çok dikkat etmeleri gerektiğiydi. Çiçek’in bu konudaki değerlendirmeleri, “uyarı” niteliğindeydi. Örneğin, Diyarbakır meydanında, “Türk bayrağı” olmamasını çok önemsemişti.
Şöyle dedi:
“Bir taraftan barış kardeşlik diyeceksiniz ama meydanda bir tane Türk bayrağı olmayacak! O meydanda her şeyi ince ince hesaplayarak düzenleyeceksiniz, giyeceğiniz kıyafetlerden kullanacağınız dile, yazacağınız pankarta, kaldıracağınız postere kadar planlayacaksınız. Kimin hangi sırada oturacağına, hangi sırayla konuşacağına, hangi müziğin çalınacağına dikkat edeceksiniz ama Türk bayrağını unutacaksınız! Bu inandırıcı değil. Veya Türk bayrağını resmi bayram olmadığı için getirmedik, diye izaha çalışacaksınız. Örgütün bütün simgelerini her toplantıda, her mitinge getiriyorsunuz, açıyorsunuz, resmi bayram diye mi yapıyorsunuz? Eğer dediğiniz gibi amacınız kucaklaşmak, kardeşlik ise orada Türk bayrağı bulunmalıdır.”

“Büyük işin zorlukları”
Çiçek, bu sorunu çözmenin büyük iş olarak nitelenmesi ve büyük işlerin de zorluklarla dolu olduğu gerçeğiyle hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
TBMM Başkanı, Türkiye’nin karşısına çıkarılan, “terör örgütleri”nin birbirinin yerine ikame edilmesine dikkati çekti. Önce ASALA’nın ortaya çıktığını, onun biterken yerine PKK’nın devreye girdiğini, yeni başlayan süreçte PKK geri çekilirken DHKP-C’nin eylemlerini artırmasına bu gözle bakılması gerektiği uyarısında bulundu. Keza PKK’nın üçte birinin Türkiye vatandaşı olmadığının da akıldan çıkarılmamasını söyledi.

Çok yönlü sorun
Çiçek, işin büyüklüğünü anlatırken, PKK’nın çekilmesiyle ilgili hukuki sorunlardan, silah bırakacaklardan suça karışmamış olan örgüt mensuplarının dönmeleri halinde ortaya çıkacak sosyo-ekonomik ve psikolojik problemlere kadar birçok alanda düzenlemeler yapmak, önlemler almak gerekeceği üzerinde durdu.
Çiçek, içeride terör sektöründen beslenenlerden, Türkiye’ye karşı terörü dış politika aracı olarak kullanan uluslararası güçlerin muhtemel provokasyonlarına kadar birçok sorunla aynı anda mücadele etmek gerekeceğine işaret ederek bu süreci yöneteceklerin bu zorlukları bilerek hareket etmelerini salık verdi.