Türkiye’nin zirvesi günlerdir Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarıyla meşgul. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanının istifası devletin zirvesini bu konuya yoğunlaştırdı.
YAŞ çalışmaları esas itibariyle dün akşam sonuçlandı. Kararlar bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayından sonra açıklanacak ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeni komuta heyeti belli olacak.
Ankara bir yandan bu konudaki çalışmaları yürütürken bir yandan Suriye’deki gelişmeleri çok yakından izliyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’deki olayları çok yakından izliyor ve bu konuda çalışıyorlar. Kuşkusuz bu çalışmalara gerek duyulduğunda Genelkurmay da katılıyor.
Gündem Suriye olur
Yeni komuta kademesinin belirlenmesinden sonra hükümetin ve Genelkurmay’ın öncelikli gündem maddesinin Suriye olacağı anlaşılıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de sorunu bir iç sorun gibi görüyoruz, anlamına gelen sözleri, YAŞ tartışmaları arasında dikkatlerden kaçmış olabilir. Ancak Erdoğan’ın bu yaklaşımının ölçülüp biçilmiş sözler olduğunu belirtmek gerekiyor.
Başbakan, Ankara’nın bu hassasiyetini dile getirirken, iki ülke vatandaşları arasındaki akrabalık bağlarını, sıkı ekonomik ve sosyal ilişkileri anımsattı.
Ankara’nın Suriye’deki gelişmeleri iç sorunları gibi görmesinde kuşkusuz bu gerçeğin payı büyük. Ancak işin Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir de güvenlik boyutu var ki, bir anlamda “beka” sorunu olarak da görülebilecek önemde.
Bu itibarla YAŞ kararlarından sonra Ankara’nın gündemi Suriye olur, devletin zirvesi bu konuya yoğunlaşır, beklentisi çok yüksek.
Irak gibi olmasın
Ankara, Irak konusunda olduğu gibi Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda da çok hassas.
Son dönemde Beşar Esat yönetimini demokrasiye geçiş ve reformlar konusunda ısrarla uyaran Ankara, komşusunda demokratik kurumların yerleşmesine ve istikrara çok önem veriyor. Ankara, çağrılarının aksine ramazan ayında bile tankları sivillerin üzerine sürmekten kaçınmayan Şam yönetiminin, gelişmeleri doğru okumadığı kanısında.
Türkiye’nin kaygılarının başında Suriye’nin, Irak gibi olması geliyor.
Hassasiyetin artmasının nedenlerinden biri Batı dünyası tarafından uluslararası müdahalenin dillendirilmesi. Suriye’de Irak’a benzer bir süreç yaşanması, kuzeyinde Şam’ın kontrolü kaybetmesi veya uluslararası kararlarla bunun sağlanması halinde meydana gelecek durum
Ankara’yı kaygılandırıyor.
Böyle bir durum Kuzey Irak’taki fiili durumla birleştirilince, Kuzey Irak’tan başlayıp Türkiye’nin güneyindeki bir koridorla devam ederek Akdeniz’e kadar açılacak yeni bir siyasi coğrafya ortaya çıkarıyor ki, bu da Ankara’nın ileriye dönük kaygılarını “beka” düzeyine çıkarıyor.
Ankara’nın önemi
Suriye’deki gelişmeler Batı dünyası açısından Ankara’nın önemini artırıyor. Irak olayında olduğu gibi Türkiye’nin alacağı tutum gelişmeleri etkileyecek en önemli faktörlerden biri olarak görülüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suriyeli muhaliflerle görüşmesi, destekten söz etmesi Washington’un niyetleri açısından Ankara’yı da yakından ilgilendiriyor.
Hükümeti ve TSK’nın yeni komuta heyetini bekleyen en önemli sorunların başında Suriye konusu geliyor.