Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eskiden sokaklar şu sloganla inlerdi:
“Zam, zulüm, işkence... İşte bilmem ne!”
O “bilmem ne” kısmını ben yazdım. Onun yerine iktidarda olan partinin adı söylenirdi genellikle.
Bugüne uyarlarsak, şöyle olacak demek:
“Zam, zulüm, işkence... İşte akepe.”
Sebebi ne olursa olsun, zam iyi bir şey değil elbet.
Yapanın da, zamma muhatap olanın da canını yakar.
Telefona, otomobile, içkiye ve sigaraya yapıla son zamlar da aynı etkiyi yarattı muhakkak.
Hele “gerekçe” olarak öne sürülen sebepler milletin asabını iyice bozdu.
Hiç kimsenin bozmadıysa...
Benim bozdu!
Dolayısıyla herkes sıkı dursun...
Bugün bozuk çalacağım.
* * *
Misal, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç zekâsına hiç yakışmayan bir cümle kurdu ki, ettiği lafın modası az önce aktardığım slogandan çok daha önce geçmişti!
Dedi ki:
“Zamlar halkın sağlığı için.”
Beş yaşındaki çocuk bunun üzerine der ki:
“Amca sigaranın paketini bin lira, içkinin şişesini 100 bin lira neden yapmadınız öyleyse?”
Çocuk haklı.
Madem konu sağlık meselesi, zıkkımın kökünü dipten kesin; olsun, bitsin!
* * *
Öteki Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise zamma bahane olarak “cari açığı önlemekten” dem vuruyor.
“Cari açık” ha...
O ne demek?
Sabah Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar “Cari açık nedir?” sorusuna tek cümle ile şu yanıtı veriyor:
“Cari açık bir ülkenin ürettiğinden fazla harcaması anlamına gelir.”
Yani.
Bu ne demek?
Bazı ekonomistler gayet ağdalı bir dille ve kimsenin anlayamayacağı ifadelerle başka şeyler söyleyebilir.
Örnekse, adamın teki çıkıp, şöyle diyebilir:
“Düşen üçgen formasyonu ile düşen takoz formasyonu, elliot dalga analizi uyarınca mevduat munzam karşılıklarını olumsuz biçimde etkilemiş, kopus seviyesinde senyoraj tehlikesi baş göstermiş ve monopsonu önlemek için bu zamlar yapılmıştır.”
Vay be.
Adamın bir bildiği var herhalde!
* * *
Oysa olan şu kadar basit:
“Bir ülke kötü yönetiliyorsa, ürettiğinden fazla harcar. Dengeyi sağlamak için hakça bir düzen kuramayan iktidarlar da da, dolaylı vergilere ha bire zam yapar. Ve son kertede görüldüğü üzere, bir çırpıda 5,5 milyar TL toplar!”

Tek karelik suskunluk!

Zıkkımın kökü



Demirtaş’ın heykel merakı

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş “Hipermarket yasasını çıkarırsa, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın heykelini dikeceklerini” söylemiş ki, bu kendisinin “heykel dikme” konusunda ikinci vaadi.
Daha önce “Üçkuyular’a yapılacak liman bittiğinde, en büyük desteği veren ve Türkiye’de ilk kurvaziyer turizmini başlatan Pier Luigi Foschi’nin heykelini dikeceklerini” söylemişti Demirtaş.
Hadi onun yeri belli.
Bakan Yazıcı’nın heykeli için düşünülen yer, acaba neresi?
İzmir Ticaret Odası’nın deniz tarafına bakan kapısının önü mü, Çiğli Kipa’nın arka bahçesi mi?
Neyse ki...
Bunlardan önce Demirtaş sayesinde dikilen bir heykel var.
Hem de İngiltere Kraliyet Sarayı’nın bahçesinde!
Gülmeyin.
Ciddiyim.
Hani Prens Charles 2007’de İzmir’e gelmişti ya. O zaman Ekrem Demirtaş, İzmir ziyaretinin anısına “bereketin simgesi, Küçük Menderes Nehri’nin Tanrısı” Meandros Heykeli’ni hediye etmişti.
Prens Charles işte o heykeli almış, sarayın bahçesine dikmiş.