Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

UÇAKLAR İkiz Kulelere çarptığından beri, hiçbir olay böylesine an be an izlenmemişti.
CHP Genel Merkezi “yangın yeri” gibiydi.
Televizyoncu arkadaşlara acıdım.
Nereye bakacaklarını, hangi salona göz atacaklarını, hangi kata koşacaklarını bilemez haldeydiler.
Ya vatandaş, o ne yapsın?
Seferber olan TV muhabirleri heyecanla “Şu an ikinci kattayız...” “Hemen dördüncü kata çıkıyoruz...” “İsmail Cem Salonu çok kalabalık...” “12. kat karıştı...” falan dedikçe; onlar iyice şaşırdı.
CHP Genel Merkezi devasa bir yapı.
Bir gazete yöneticisi olsaydım, binanın yerleşim planını dört sayfalık bir ek olarak dün okurlara verirdim.
Kalın bir okla Genel Merkez’in kapısından girer, 12. kattaki Genel Başkanlık makamına kadar her noktayı koyu kırmızıyla işaretlerdim.
Yine de yardımcı olabilirim merak edenlere.
CHP’nin internet sitesinde Genel Merkez binasının tanıtımına yönelik bir “sanal tur” bölümü var.
Gerçi her yer, örneğin “meşhur 4. kat” yok!
Ama bir fikir sahibi olmak mümkün.
Özellikle de 12. kata çıkıldığında, yaşanan kavganın odağındaki MYK’nın toplantı salonunun, genel başkanın katında bulunduğunu görmek; en azından kısa vadede hakimiyetin nerede olacağını anlamaya yetiyor!
* * *
Önder Sav dün esti, gürledi.
53 yıllık maziyi hatırlattıktan sonra, lafı özetle “Partinin sahibi biziz” demeye getirdi.
Önder Bey kusura bakmasın.
Partilerin gerçek sahibi halktır.
Seçimlerde CHP’ye oy veren insanlardır.
O nedenle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “en doğru” yere yaslanmaktadır.
Ve ayrıca CHP, bunca yıl iktidar olamamışsa; bunun da sorumlusu onca yıl CHP’nin yönetimini elinde tutanlar değil de, kimdir?
* * *
Kavga ise kavga...
Savaş ise savaş...
Olan oldu.
Artık önemli olan, bundan sonra ne olacağı.
Kimseye akıl verecek halim yok.
Ama “Ben olsaydım” deme hakkım var ve bu hakkı her zaman olduğu gibi, kullanacağım yine.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsaydım...
Seçimli Olağanüstü Kurultay’a giderdim.
Bir kurultay delegesinin yerinde olsaydım...
Gider, Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklerdim.

Haberin Devamı

İzmir’in cesur insanları
Bir tarafta Kemal Kılıçdaroğlu... Bir tarafta Önder Sav... Bir tarafta Deniz Baykal...
Bu aşamada işi en zor olanlar, CHP’de politika yapanlar.
Taşlar yerinden fena oynadı.
Onun için İzmir cenahında da çoğu kişi şaşkın.
Ne olduğunu... Ne olacağını anlamaya çalışıyorlar.
Dolayısıyla ağızları bıçak açmıyor.
Konuşmak zorunda kalanlar “Gelişmeleri izliyoruz” demekle yetiniyor.
Eh, haklılar tabii.
İşin ucunda yanlış ata oynamak var!
Kimi de kararlı.
Meselâ Aziz Kocaoğlu kararlı.
Öyle olmasa en yakın arkadaşı Alaattin Yüksel, Genel Başkan Yardımcısı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alır mıydı?
Meselâ Kemal Anadol kararlı.
Öyle olmasa, Önder Sav konuşurken yanı başında mikrofonu tutar mıydı?
Kararlı olmak, cesaret işidir.
Ben de cesur insanları severim.

Haberin Devamı

Tek karelik nostalji!

Yol belli