Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HABERİ okuyunca inanmadım. Yurtdışında bir liseden mezun olanlara üniversite kapılarını ardına kadar açan bir kararın alınmış olmasına inanamazdım.
YÖK buydu...
Başkanı şuydu...
Kim, ne olursa olsun!
Türkiye Cumhuriyeti babalarının çiftliği olsa, hiç kimse böylesine keyfi ve haksız bir uygulamaya yeltenme cüretini kendinde bulamazdı.
Yine de araştırmak lâzım.
Tıkladım YÖK’ün kapısını, daldım içeri ve haberdeki vahim iddianın izini sürdüm.
Eyvah.
İşte oradaydı.
“Yurtdışından Öğrenci Kabulüne İlişkin Esaslar Son Şekli” başlıklı ve adında bile meymenet olmayan yönetmelik karşımdaydı.
Resmen ve alenen, “TC veya KKTC uyruklu olup lise öğreniminin tamamını KKTC hariç yabancı bir ülkede tamamlayanların başvurularının kabul edilmesine” diye, yazıyor işte.
Üstelik sınav falan yok.
Üstelik devlet üniversitelerine hampadan alınacakların sayısı, Bakanlar Kurulu’nun “takdirine” bırakılıyor!
* * *
Ya bizim çocuklarımız? Aylardır, yıllardır okul ile dershane arasında mekik dokumaktan bitap düşen çocuklarımız...
Bu yıl 11 Nisan’da bir sınava girecekler.
20 Haziran’da tekrar sınava girecekler.
Yetmedi.
27 Haziran’da bir daha girecekler.
Sonra azı üniversiteyi kazanacak.
Çoğu kapı dışında kalacak.
Fakat liseyi yurtdışında bitirenler, gelecek yıldan itibaren elini kolunu sallayarak gelip; o çocukların hakkı olan sıraları dolduracak!
* * *
Vay be.
Hani eşitlik, hani hak, hani hukuk, hani adalet...
Nerede?
Daha önemlisi...
Kim onlar?
Yurtdışında liseyi bitirenler kim?
Hangi cemaatin, hangi tarikatın koruması altındalar ki; akıl dışı, mantık dışı, ahlâk dışı bu muameleye mahzar oluyorlar?
Yok artık.
Arsızlığın da bir sınırı olur!



Müjdat Gezen’den müjdeler
BAZEN moralimiz bozuluyor falan ama kötümserlik hummasına kapılmamak gerekiyor.
Neden mi?
Örneğin, Müjdat Gezen’in şu sözleri...
“Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’la İzmir’e Cannes Film Festivali gibi bir İzmir Film Festivali yerleştirmeyi düşünüyoruz. Ben bu şehri 5 yıl içinde Cannes Film Festivali gibi yapmak arzusundayım” demesi...
“Bir de Roman orkestrası düşünüyorum. Halka açık sokak konserleri düşünüyorum onlarla. Yerel yönetimin de Roman Festivali düşüncesi var. İzmir’deki Romanlar müziğe çok düşkündürler. Senenin bir haftasını Mayıs’ta veya Haziran’da bu işe ayırıp İzmir’de bir Roman Festivali yaparsak, Hüsnü Şenlendirici, Kibariye ve Melek Baykal gibi sanatçıları getirip İzmir’de daha gerçekçi bir Roman açılımı düşünüyorum” diye de eklemesi...
İnsana moral veriyor.
Umut veriyor.
Daha da önemlisi...
Saçma sapan onca olayla sarsılan Türkiye’de, “İyi ki İzmir’de yaşıyorum” dedirtiyor.


Tek karelik hatıra

YÖK neyin peşinde