Bahçeşehir Üniversitesi tarafından 54 ilde, bin 605 denekle yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen “2011 Türkiye Değerler Araştırması” yeni bir “işaret fişeği” olarak patladı.
Geçen gün demiştim ya:
“Türkiye’de siyaset yapanlar, Türkiye’nin gerçeklerini iyi bilmek zorundalar.”
İşte iyi bilinmesi gereken ve yine birer “işaret fişeği” yerine geçen, yeni gerçekler:
* “Bugün ülkemizde insan haklarına büyük ölçüde saygı gösteriliyor” diyenler, yüzde 15.
* “Bugün ülkemizde insan haklarına hiç saygı gösterilmiyor” diyenler, yüzde 16.
* Kendisini “dindar” olarak tanımlayanların oranı, yüzde 81.
* Oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı, yüzde 87.
* Namaz kıldığını söyleyenlerin oranı, yüzde 70.
* Cehenneme inananların oranı, yüzde 97.
* Son kurban bayramında kurban kestiğini söyleyenlerin oranı, yüzde 57.
* Ramazanda, lokantaların iftara kadar kapalı kalması gerektiğini düşünenler, yüzde 44.
* Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler, yüzde 61.
* “Din esas olarak öteki dünyaya anlam kazandırır” görüşüne katılanlar, yüzde 79.
* Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar, yüzde 55.
* Yönetim görevlerinde dini bütün insanların bulunmasını yararlı görenler, yüzde 51.
* Dine ve dini değerlere saldıran kitap ve yayınların yasaklanmasını isteyenler, yüzde 63.
* Cem evlerine camiler gibi ibadethane statüsü verilmesini doğru bulanlar, yüzde 58.
* “Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşüne katılanlar, yüzde 77.
* Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler, yüzde 79.
* Yaşlı insanların toplum üzerinde bir yük teşkil ettiğini düşünenler, yüzde 32.
* Yaşlıların gereğinden fazla siyasi güce sahip olduğunu düşünenler, yüzde 57.
* Kendilerini mahallelerinde güvenlikli hissetmeyenler, yüzde 17.
* Güvenlik amacıyla silah veya bıçak taşıdığını söyleyenler, yüzde 8.
* İşini kaybedip, yeni iş bulamamaktan endişe duyanlar, yüzde 68.
* Telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyanlar, yüzde 52.
* Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamamaktan endişe duyanlar, yüzde 76.
* Bazı koşullarda, adaletin sağlanması için savaşın zorunlu olduğunu düşünenler, yüzde 43
* Son bir yıl içinde, yeterli yemek bulamadığını söyleyenler, yüzde 15.
* * *
Sıralanan her madde, bırakın üzerinde kalem oynatmayı; aslında yeni bir araştırmanın konusu yapılacak kadar önem taşıyor.
Türkiye’yi yönetenlerin büyük oranda bunların farkında olduğunu sanıyorum da...
Yönetmeye talip olanlar farkında mı?
İşte ondan, emin değilim!
Tek karelik ikaz!
Aklınızda bulunsun
Dört şey geri gelmez:
1-ATILAN OK
2-KAÇIRILAN FIRSAT
3-SÖYLENEN SÖZ
4-GEÇEN ZAMAN
* * *
Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Domatesçi, biberci bağırır da; kuyumcu bağırmaz.
Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.
* * *
TARLAN VARSA, İÇİNDE OL
TEKNEN VARSA, KIÇINDA OL
İŞİN VARSA, BAŞINDA OL
EŞİN VARSA, YANINDA OL