Geçenlerde Kemalpaşa Bağyurdu’nda kızlar güle oynaya kiraz topluyordu meselâ.
Öğle saatlerinde birden hava kapandı, sağanak yağış başladı, gökyüzünde şimşekler çaktı.
Islanmaktan korunmak için bir çam ağacının altına koştular.
Yağmurdan kaçtılar ama...
Tam da o ağacın tepesine düşen yıldırımdan kurtulamadılar.
Kızlardan ikisi hayatını kaybetti.
Kardeştiler.
Açık öğretim lisesinde okuyorlardı.
Kiraz bahçesinde çalışıp, harçlıklarını kazanıyorlardı.
Olmadı.
Hanife Pekin 23 yaşında, kardeşi Gönül 20 yaşındayken; yitip, gittiler hayattan.
HHH Yine bir çam ağacı. Bu kez şehrin göbeğinde, Karşıyaka Zübeyde Hanım Caddesi’nde bir evin bahçesinde.
Bekir Salık herhalde pek çok kez yaptığı gibi, budamak için çıkıyor ağacın üzerine.
Nereden bilsin başına geleceği? Hiç aklına gelir miydi, bir anlık gaflet sonucu dengesini kaybedip, başın üzerine düşeceği? Ama oldu işte.
Başı çarpınca, kanlar içinde yığıldı yere.
Bir can da aynen böyle gitti.
HHH Ya kaynak ustası Serkan Aksoy... İnsanın başına gelecek en sıradan rahatsızlıklardan birinden muzdaripti.
Canını sıkıyordu apandisti.
O da gitti, Aliağa Devlet Hastanesi’nde apandisit ameliyatı oldu.
Taburcu olduktan 4 gün sonra karın ağrısı dayanılmaz hale geldi.
Bu kez bir başka hastanede baktılar ki...
Ameliyat sırasında Serkan Aksoy’un karnında gazlı bez unutulmuş.
Hemen aldılarsa da, geç kalınmıştı.
Komaya giren Serkan, derin uykusundan uyanamadı.
HHH Son bir hafta içinde İzmir’de yaşanan bu olayları nasıl değerlendirmeliyiz acaba? “Kaderin cilvesi” veya “takdiri ilahi” demek, yeter mi? Hayat bazen çok acımasız oluyor. Hiç beklenmeyen anda, hiç beklenmeyen şekilde insanlara büyük acılar yaşatıyor.
Onun için olanları “tevekkülle karşılamak” gerçekten önemli.
Fakat diğer yanda, olanların hepsinde “hata, ihmal, dikkatsizlik” gibi, insani kusurlar var.
“Aman” diyeyim.
Yağmur yağarken, ağaç altına kaçışmayın.
Gerekli tedbirleri almadan yükseklere tırmanmayın.
Ve hele ki, ameliyat ettiğiniz insanın karnında sakın ha gazlı bez unutmayın!
Tek karelik afet!
Kim vatan haini?
Nazım Hikmet’i ölüm yıldönümünde, “Cenaze Merasimim” şiiriyle dün anarken, 1963’ten beri geçen yıllara baktım da; onun yaşamı boyunca direndiği çok şeyin fazla değişmediği gerçeği çıktı karşıma.
Hele de şu şiirini okuduğumda: “Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Melih Aşık
BİLİM VE SANAT
24 Aralık 2024
Cem Kılıç
Emekli olmak isteyen eksiği nasıl tamamlar?
24 Aralık 2024
Ali Eyüboğlu
Her kuşağın sevdiği sanatçı
24 Aralık 2024
Çağdaş Ertuna
Tacizi anlatan filmde başrole taciz skandalı
24 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Aslan | Yeni hedeflere yol alıyorsunuz
24 Aralık 2024