Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GAZETENİN adı önemli değil. Zaten başlığı okuyunca, hangi akla hizmet ettiği hemen anlaşılıyor!
Başlık ne mi?
Şu:
“Yaşar Hoca mayoyla yakalandı...”
Aman efendim bu ne büyük olay, bu ne müthiş haber.
Hele başlık:
Kel başa, şimşir tarak!
Yapmayın arkadaşlar...
Söz konusu Hoca, ne cüppeli Ahmet efendi...
Ne anadan üryan Müslüm efendi!
O Hoca, bizim Hoca...
Yaşar Hoca, Yaşar Nuri Öztürk.
Adam Bodrum’da, Akyarlar’da deniz kenarında dolaşıyor işte.
Pardon.
Smokinle mi yürüyecekti sahilde...
Şalvarla mı girecekti denize?
Öyle olsa...
Tamam.
Haber bu işte.
Atın başlığı keyifle:
“Yaşar Hoca kafayı sıyırdı, smokinle denize girdi.”
Yine atın o zaman başlığı, mal bulmuş mağribi gibi:
“Yaşar Hoca şalvara girdi!”
* * *
Ne yapmış Yaşar Hoca?
Şort giymiş efendice.
Rengi lacivert, boyu yerli yerinde.
Merak ettim şimdi.
Yaşar Hoca’nın şortunu şaka şamata konusu yapanlar, acaba hangi kılığa bürünüp de giriyor denize?
Herhalde:
Donla.
Yoksa...
Donsuz mu?
Ayıbın da bir sınırı var.
Yaşar Hoca’ya laf çarpacaksınız, çıkın karşısına, konuşun.
Tabii yüreğiniz ve aklınız yetiyorsa!


İhtimalin ciddiyeti yetmiyor
BUGÜN, aradan değil 10-15 yıl, yüzyıllar geçse de unutulmayacak kadar kara ve kötü bir gün.
Gene unutulmaması gereken bir şey de var ki:
Beterin beteri var!
Daha kuvvetli bir deprem, daha büyük yıkımlar ve gidecek canlar...
Bu ciddi bir ihtimal.
Türkiye’nin çok yeri için geçerli bir ihtimal üstelik.
Hele İzmir için...
Fazlasıyla geçerli!
Peki...
Başta İzmir olmak üzere, böylesine dramatik beklentiyi boşa çıkaracak denli ciddi bir hazırlıktan söz edilebilir mi?
Keşke “Evet” diyebilseydim!


Tek karelik bakış

Yaşar Hoca’nın mayosu...