BİZZAT genel müdürünün ağzından, KONDA’nın araştırmalarında ortaya çıkan “ortak bulgu” şöyle anlatılıyor:
“Toplumun dörtte biri ‘böyle gelmiş böyle gider’, dörtte biri de ‘hiçbir parti çözemez, yeni parti lazım’ cevabı veriyor. Yani toplumun yarısı, siyasi yapının sorun çözebileceğine olan umudunu kaybetmiş durumda. Oysa iki yıl önce bu oran üçte birdi.”
İki yıl da böyle geçerse.
Elde kalacak sadece...
Üçün biri!
* * *
Malzeme belli:
AKP, CHP, MHP, DTP.
Ve belli ki...
Bunlarla olmuyor.
* * *
Peki, henüz genel başkanlarının adıyla hatırlanabilen; Abdullatif Şener’in partisi, Osman Pamukoğlu’nun partisi, Mustafa Sarıgül’ün partisi...
Ne yapar?
Olsa olsa...
Biri AKP’den, diğeri MHP’den, öteki CHP’den az ya da çok oy tırtıklar!
* * *
Bizim aradığımız bir umut.
Türkiye’yi sarıp sarmalayacak, yeni bir heyecan.
Meselâ...
Demokrat Parti’nin mucizevi şekilde küllerinden tekrar doğması gibi, bir ihtimal!
* * *
Gelin, sizi şaşırtayım biraz.
Eğer iş yalnızca bir partinin başındaki insanın yeteneğinden, kalitesinden, potansiyelinden, samimiyetinden ibaret olsaydı...
Şimdi sıkı durun.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş’u “tek” geçerdim.
Şimdi “tam” oldu
TURHAN ARINÇ gibi, partisinin genlerini bütün hücrelerinde taşıyan ve bildiğim kadarıyla girdiği hiçbir kongreyi kaybetmeyen bir siyaset ustasına karşı (bütün yetki, güç ve imkân elinde olsa da) seçim kazanmak; gerçekten ciddi bir başarı.
Çünkü nice politikacı benzer avantajlara sahip olmasına rağmen, sandıktan çıkamamıştı.
O nedenle, Fatih Dalan’ı bir değil, iki kere kutlamak gerekiyor.
Asıl önemlisi...
Yok “atamayla” geldi, yok “paraşütle” indi; bütün bu laflar, sona erdi.
Fatih Dalan, artık kongreyle gelmiş, seçilmiş bir il başkanı.
Bundan sonra kendine güveni artacak, yere daha sağlam basacaktır mutlaka.
Ve eğer...
Hani şu hep sözü edilen “muhalefet boşluğu” var ya!
Hem ülke genelinde, hem İzmir özelinde o boşluğu doldurduğu oranda; şahsıyla birlikte, partisinin de yıldızını parlatacaktır.
Tek karelik gül