PROF. DOĞU ERGİL anlatıyor:
“Ankara’dan İstanbul’a gelmek için bindiğim uçakta alelacele Washington’a giden AKP’li eski bakanlar, milletvekilleri ve danışmanlar vardı.”
Neşe Düzel soruyor:
“Ne için Amerika’ya gittiler?”
Doğu Ergil’in cevabı, Türkiye’nin sürüklendiği bataklıkta nasıl debelendiğini anlatan nitelikteydi:
“Hükümet durumun yeni farkına vardı. Amerika’yı yatıştırmaya gittiler. AKP’nin önde gelen bir milletvekili de bu heyetteydi ve bana ‘Ya Netanyahu gidecek, ya da biz gideceğiz’ dedi. İşin bu noktaya varmış olduğunun bilincindeler. O zaman insanlar sorar. Niye bu noktaya vardırıyorsunuz kardeşim?”
* * *
Nedir, Hükümet’in farkına vardığı durum?
1) Mavi Marmara gemisini, İsrail’in üzerine gönderiyorsan; sonuçlarını da hesaplamasın.
2) Bu hesabı yapmaktan acizsen, çıkan sorunu çözmek için ağzını değil, aklını kullanmalısın.
3) Ama her koşulda Türkiye’nin onurunu iki paralık etmekten kaçınmalısın.
Ya bütün bunların tersi olduysa...
Ki durum budur.
İşte o zaman zevahiri kurtarmak için, alelacele Washington’a gitmek zorunda kalırsın!
Olayın dramatik yanı, AKP’nin varlığını yine ABD’ye bağlaması.
Merak ediyorum.
ABD’ye giden AKP heyeti ne dedi acaba?
Bir ihtimal...
“Bizim Başbakan’ın kusuruna bakmayın. Ara sıra şekeri yükselir, ağzına geleni söyler. Ama bilirsiniz, yumurta kapıya geldiğinde sözünüzden çıkmaz” demiş olabilirler!
* * *
Obama’nın işi zor.
Yar ile ser arasında nasıl tercih yapacak?
“Sadece Netanyahu kalsın” dese olmaz.
“Sadece Netahyahu gitsin” dese hiç olmaz.
Onun için AKP’li “önde gelen” milletvekili “Ya Netanyahu gidecek, ya da biz gideceğiz” derken, boş konuşmuş.
Dua edin de Netanyahu kalsın yerinde.
Çünkü o giderse...
Size de güle güle!
Dur bakalım AhmetAHMET HAKAN kardeşimiz, önce “Kemal Bey heyhat” dedi.
Ertesi gün işi toparlamaya çalıştı hafiften:
“Güzel hasletleri var Kemal Bey’in... Dürüst biri... Nazik ve kibar bir insan... Aşırı dikkatli... Çok çalışkan... Alçakgönüllü... Halka sıcak gelen bir tarafı var...
Ayrıca her türlü soruya açık...
Birkaç yandaşı karşısına alıp ‘Al gülüm ver gülüm’ programlar yapmaya tenezzül etmeyecek kadar da sahici ve demokrat.
Ama keşke bu özellikler yetseydi.
Ne yazık ki yetmiyor, yetmez, yetemez.”
Dur bakalım Ahmet.
“Ben sanıyordum ki... Kemal Bey partiye bütün ağırlığını koyarak bir destan yazacak” demek için bir ay bile bekleyemedin.
Durun bakalım.
Civciv bile bu sürede ancak yumurtadan çıkar.
Ve ayrıca Kemal Bey’in saydığın özellikleri var ya Ahmet...
Millet o hasletlere yıllardır hasret!
Tek karelik muhafaza