İZMİR Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının projelerine şöyle bir baktım.
Kimi olur, kimi olmaz.
Kimi olsa da olur, olmasa da olur.
Ama...
Dilerdim ki, “Aman Allah” diyebildiğim; yaratıcı zekâ ürünü ve elbet uygulanabilir projeler olsun aralarında.
En ileri projeyi Taha Aksoy seslendiriyor:
“Üçkuyular-Çiğli, tüp geçitle ya da asma köprüyle bağlanacak.”
İşin parasal boyutunu geçiyorum.
Bunu belediye mi yapacak, yoksa hükümet mi?
Yani “Bizden birini seçerseniz hizmet gelir” diyenlerin, dediğini mi yapmamız gerekiyor ille de, orası zaten meçhul!
Daha önemlisi projenin içerdiği seçenek belli değil.
Tüp geçit ya da asma köprü... Biri siyah ise öteki beyaz.
Tombala çekeceğiz, yazı tura mı atacağız?
* * *
Eğer mesele, ulaşıma bir çözüm getirmekse, ucuz olanı yapar, geçersin.
Yok, İzmir’in simgesi olacak bir “landmark” yaratmaksa derdimiz, o zaman köprü, mutlaka köprü olmalıdır tercih.
O zaman da, “Nasıl bir köprü?” sorusu gelir ortaya.
Dünyada ilk ve tek olacak, nasıl bir köprü? Teknolojisi mi, mimarisi mi, boyu mu, rengi mi farklı olacak? Üzerine kuş mu konduracaksınız, tüy mü dikeceksiniz, ne yapacaksınız?
Madem uçuşa geçtik, benim önerim şu:
Üçkuyular ile Çiğli arasında öyle bir eser yaratalım ki, köprü girişlerinde Artemis heykelleri karşılasın gelenleri, ayakları Efes antik kentindeki sütunları andırsın.
Araçlar, Memmius Anıtı’ndan başlayıp Celsus Kütüphanesi’ne varan Küretler Caddesi’nde gider gibi gitsin.
Yürüyen yollar olsun, köprünün iki yanında. Seyir terasları bulunsun. Köprünün altına kurulacak bir teleferikte gezinen cafeler, restoranlar olsun.
Hayallerimi anlatmaya devam edebilirim fakat İzmir için gerçekten büyük düşünen zihinlere bu kadarı yeter!
Kıymetli adaylar
KONAK’TA iki kıymetli aday yarışıyor.
Hakan Tartan da Erdal İzgi de dostum ve arkadaşım, bir kere bu yüzden benim için çok kıymetliler.
İkisi de akıllı ve kendilerini iyi yetiştirmiş insanlar oldukları için, kıymetliler.
Sonra ikisi de hem gazetecikte hem siyasette, kıymetli hizmetler yaptıklarından kıymetliler.
Buna şimdi, trajikomik bir durum eklendi.
Erdal İzgi yıllar önce, benim de Hürriyet’te çalıştığım dönemde kötü bir trafik kazası geçirmiş, bizi korkutmuştu.
Sayısını unuttum fakat o kadar çok platin çivi çakıldı ki kemiklerine, buna rağmen, örneğin “denize girdiğimde garanti batarım” veya “kapıdan geçerken sürekli öteceğimden beni havaalanına sokmazlar” gibi esprileri yapabilen, güçlü bir irade sergiledi hep.
Geçenlerde Hakan Tartan, bir kaza geçirip, koluna platin takılınca; artık kıymetleri madden de eşitlendi.
Artık nasıl olacaksa, Allah ikisinin de gönlüne göre versin.
Tek karelik hayaller