Vekillere ilk görev

Bu haber bir vesika.
İbret vesikası:
“İzmir’de bir uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınıp 4 ay cezaevinde tutulan ve yargılama sonucu beraat eden polis memuru Recep Özmen tazminat davasını kazandı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklamanın Özmen’in kendisi, ailesi, çevresi üzerinde manevi sonuçları dikkate alarak yasal faizi hariç 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Özmen’in avukatı alınacak tazminatın yasal faiziyle 60 bin TL’yi bulacağını söyledi.”
Adı geçen polis memurunun tutuklanmasından, sanırım ancak onu tanıyanların haberi olmuştur.
Aktardığım haberden haberdar olan ise var mıdır, bilmem!
Mesele “netice” zaten.
Yargılama sonucu beraat eden kişiye, dört ay tutuklu kalmasının bedeli olarak 60 bin TL. ödenecek.
* * *
Şu an Türkiye’de 55 bin tutuklu var.
Bunun önemli bir bölümü “hükmen” tutuklu.
Ne demek o?
Mahkemeler karar vermiş, dosyaları temyize gitmiş. “Son karar” bekleniyor.
En az 35 bin tutuklu ise ya hâkim karşısına bile çıkmamış henüz, ya da yargılama süreci devam ediyor.
Merak etmemek elde değil.
Kaç kişi dört aydan az süredir tutuklu?
Kaç kişi bir yıldır tutuklu?
Kaç kişi 2 yıl, kaç kişi 3 yıl, kaç kişi 4 yıldır tutuklu?
Kaç kişi 5 yıldan fazladır tutuklu?
* * *
Yeni milletvekilleri ilk soru önergesini versinler işte.
Bu soruların cevabını bir an önce öğrensinler.
Olayın “vicdan” boyutu, zaten bir facia.
Fakat işin bir de “cüzdan” yönü var.
O 35 bin tutukludan 15 bini “beraat” ederse ve aktardığım örnek haberdeki gibi, her birine “hapiste tutuldukları ay başına 15 bin lira tazminat” ödenmesi gerekirse...
Ne olacak?
Malum.
İktidar “tutuklama kararı veren hâkimlere” tazminat davası açılması yolunu “Siz atın içeri, boş verin ötesini” dercesine kapadı.
Peki.
Meselâ 30 ay haksız yere tutuklanan biri, sonuçta 450 bin lira tazminata hak kazanırsa, bu parayı kim ödeyecek?
Devlet.
Devlet kim?
Sen, ben.
Söyleyin şimdi:
Bu ne biçim adalet?


Yakmayın yüreğimizi

Bu günler, korkulu günler. Siren sesine karşı fazlasıyla duyarlı olunan günler.
Hele ardı ardına geçen araçlardan yükseliyorsa siren sesi, belli ki yangın var bir yerde.
Ormanlarımız yanıyor yine.
Nitekim...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre:
Haziran ayında ise toplam 1084 yangına müdahale etti itfaiye. Yangınların 129’u bina, 49’u motorlu araçlarda çıkmıştı.
Geri kalan 609’sı ise fidanlık, ot, saman, çöp ve elbette ve de maalesef ormanlarda.
Dikkat.
Aylardan haziran henüz.
Üstelik hayli serin ve yağışlı geçen bir Haziran.
Asıl tehlike yeni başladı.
Otlar hızla kuruyor.
Bir sigara izmariti, kırılmış bir şişe parçası büyük felâketlerin yaşanmasına yetiyor.
Aman dikkat.
Ne olur dikkat.



Tek karelik futbol aşkı!