Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genel seçimin kuralları da ayrı, koşulları da.
O nedenle bir yerel seçim ile genel seçimi kıyaslamak çok vahim bir hata.
Hata olduğu bilinerek bu yanlış ısrarla tekrarlanıyorsa...
Eyvah.
Çünkü o zaman da “kasıt” gibi kötü ihtimaller gelir akla!
Derseniz ki:
“İkisi de seçim sonuçta.”
Tamam.
İkisi de seçim.
Ama unutmayın.
Tencere de, tava da yemek pişirmeye yarar ama...
Tencerede patates kızartılmaz.
Tavada pilav yapılmaz.
* * *
Yerel seçimlerdeki “il genel meclisi” oylarının, bir nevi “genel seçim” sonucunu yansıttığı söylenir hep.
Doğrudur.
Fakat ucundan azıcık!
Hiç uzağa gitmeyin.
Kendinizden pay biçin.
Bir yerel seçimde oy verdiğiniz belediye başkanının partisi ile il genel meclisindeki parti tercihiniz kaç defa farklı oldu bugüne kadar?
Bir mi, iki mi, hiç mi?
* * *
Siyasete meraklı olan, oyunun değerini bilenler bu ayırımı her seferinde yapabilirler elbet.
Gider büyükşehirde A Partisi’nin adayına, ilçe belediye başkanlığında B Partisi’nin adayına, belediye meclisinde C Partisi’ne, il genel meclisinde D Partisi’ne oy verebilirler.
Şahsen bunu, her seçimde yaptım.
Mühim olan...
Bu davranışı kaç kişi sergiler?
Toplamdaki oran nedir ve sonucu ne kadar etkiler?
* * *
Bakalım.
2009 yerel seçiminde, Aziz Kocaoğlu örneğin Karşıyaka’da 137 bin 287 oy almış.
CHP’nin Karşıyaka’daki il genel meclis oyu ise 124 bin 544 olmuş.
Arada yüzde 10 dolayında fark var.
Hadi orası Karşıyaka.
Öyleyse gelin, 12 Haziran 2011’de Ak Parti’nin birinci olduğu Buca’ya bakalım ki; çıkan sonuç tam kapak olsun!
Buca’da Aziz Bey 127 bin 16 oy almış 2009’da, partisi CHP de il genel meclisinde 119 bin 719 oy.
Neymiş?
Aradaki fark yüzde 10’dan da azmış.
Yine neymiş?
Genel geçer davranış biçimi, ele alınan mührün sıradan aynı yuvarlağın içine basılmasıdır.
Siyaseti biraz bilenlerin ise bu gerçeği bilmemesi imkânsızdır!

Daha iyi anlamak için
Adayların kimlikleri, kişilikleri; seçmen sayısı “makul” yerlerde çok etkili olur.
O kadar ki:
Türkiye’de esamesi okunmayan bir partinin adayı, icabında bir ilçede, hatta bir ilde belediye başkanı olur.
Örnek mi?
İşte Eskişehir.
En büyük, en çarpıcı örnek.
Yılmaz Büyükerşen tam yüzde 51,52 oyla Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi 2009’da.
Partisi DSP’nin aynı seçimde Türkiye’deki il genel meclis oyu kaçtı, hatırlayan var mı?
Yüzde 2,78
Veya Bodrum.
Demokrat Parti adayı Mehmet Kocadon başkan seçilirken yüzde 44 oy aldı.
Partisi ise Türkiye’de yüzde 3,73’de kaldı.
Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ama bir genel seçimde hiçbir parti, herhangi bir ilçede veya ilde; Türkiye’de aldığı oy oranının 10 mislini, 20 mislini, 30 mislini alıp; oradan birinci parti çıkamaz.
Böyle bir örnek yok ve olamaz!


Tek karelik sağlam kazık!

Tencere ile tava