Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


HA bire içinde “parti tabanı” sözcükleri geçen cümleler kuruluyor şu sıra.
Yok efendim...
Parti tabanı rahatsızmış.
Vay efendim...
Parti tabanının canı yanmış.
Taban bu.
Ayakkabı sıkmıştır!
* * *
Şaka bir yana, parti tabanları haklı.
Misal, İzmir.
CHP’de parti tabanının fikrini soran olmadı zaten.
Ağalar beyler “En iyisini biz biliriz” dediler ve listeleri kafalarına göre düzenlediler.
Benim bildiğim, İzmir’de il başkanlığı yapmış üç aday adayı vardı CHP’de.
Kaçı girdi listeye?
Hiç.
İlçe başkanlığı, belediye başkanlığı, parti yöneticiliği yapmış onlarca aday adayı vardı yine.
Kaçı girdi listeye?
Hiçten biraz fazla!
* * *
AK Parti tabanın sesine kulak verdi oysa.
Daha doğrusu:
Verdi güya!
Binlerce parti üyesi, saatler boyu kuyrukta bekledi, aday adayları arasından “beğendiklerini” işaretledi.
Ve sandıklar açılıp, sonuçlar resmen ilan edildi.
İzmir 1. Bölge:
1. Bilal Doğan, 964 oy
2. Fevzi Bayram, 959 oy
3. Sıddık Topaloğlu, 855 oy.
İzmir 2. Bölge:
1. Mehmet Bayındır, 1392 oy
2. Hamza Dağ, 1241 oy
3. Ömür Kabak, 1239 oy
Sonra AK Parti Genel Merkezi adayları ilan etti.
1. Bölge birincisi Bilal Doğan, yedinci sıraya itilmiş; Fevzi Bayram ile Sıddık Topaloğlu liste dışına kakılmıştı.
2. Bölge’de ise kabak, temayül yoklamasında birinci olan Mehmet Bayındır ile üçüncü olan Ömür Kabak’ın başında patlamıştı!
* * *
Tamam, parti tabanları oflayıp puflamakta haklı da; yaşanan sonuçta kendilerinin hiç mi suçu, günahı yok acaba?
Bir sorsalar kendilerine, “Biz ne zaman tabanlarımızın üzerinde doğrulup, hakkımızı aradık?” diye...
Yeri geldiğinde “taban koymak”, oyunu bozmak gerek.
Var mı öyle, tabanları yağlayıp kaçmak, her seferinde!

Özrü kabahtten büyük!
Milletin gözü kapıda, postacının gelmesini bekliyor. Zat-ı şahaneleri, devletlû ÖSYM Başkanı’nın gönderdiği ferman çıkacak beklenen mektubun içinden.
Ama mektup gelmeden, kokusu çıktı.
“Tüm adaylara verilen soru kitapçıklarında sorunun doğru cevap seçeneği rastgele biçimde değiştirilirken, diğer seçeneklerin yerleri de rastgele değiştirilmesi gerekirdi. Ancak, geliştirilen yazılım çalıştırıldığında her soru için rastgele verilmesi gereken değerler sehven sıralı olarak verildiğinden, oluşturulan soru kitapçıklarında bazı sorularda en büyük değerli seçeneğin hemen sağındaki seçeneğin doğru cevap olması durumu ortaya çıkmıştır” diye yazmış ÖSYM Başkanı.
Arkadaş düpedüz itiraf ediyor, sorularda “şifreli bir düzenek” kurulduğunu.
Ama “sehven” diyor laf arasında.
Adamı alnının ortasından vuruyorsun yani ama sonra “sehven oldu” diyorsun:
“Ben aslında başının üzerindeki elmayı vurmak istemiştim. Yanlışlıkla oldu.”
Laf mı bu?

Tabana kuvvet