“Sen ağlama” diyemiyorum

Kızlı erkekli bir grup, Foça’da bir kafeteryanın girişindeki görevliye soruyor:
“Tavuk döner ile ayran, kaç para?”
Cevap:
“3 lira.”
Çocuklar şansını deniyor:
“Öğrenciye 2,5 lira olmaz mı?”
Sözün devamı duymadım.
Belki de duymak işime gelmedi.
Ya görevli “Olmaz” dediyse?
Hep söylüyorum.
Artık “kuruşlar” önemli.
Hele ekmeği 75 kuruş yerine 40 kuruşa almak çok önemli.
* * *
Diğer yanda ilköğretim okulunu bitiren bir genç kız, kazandığı meslek lisesine kaydını kaptırmak için annesi ile okula gidiyor.
Sağlık raporu istiyorlar.
Hastaneye girişte 15 lira kayıt parası ödemeleri gerekiyor önce.
Öğreniyorlar ki, rapor için gerekli tahliller de ücretli.
Anne soruyor:
“Kaç para tutar?”
“Sonuçlar çıktıktan sonra, ödeme tutarı belli olur” diyorlar.
Ne yapsın kadın?
Ya da...
Siz olsaydınız ne yapardınız?
* * *
Aynen öyle.
Kızının eğitimi her şeyden önemli.
Elde avuçta ne varsa topluyor hepsini, bir kuyumcuya gidiyor.
Bir yüzük, bir çift küpe ve bir künyeyi koyuyor tezgâhın üzerine.
Kuyumcu hesap kitap yaparken, o ağlıyor.
Belki yüzüğün bir hatırası vardı, ona ağlıyor.
Belki yaşadığı hayata ağlıyor.
Belki de yaşayamadığı bir hayata!
* * *
“Sen ağlama” diyemiyorum sana.
Ağla.
Ve bil ki, birbirimizden fazla farkımız artık kalmadı.
Akıttığın o yaşlar var ya...
Aslında onlar, hepimizin gözyaşları.

Sıkıntıya mola!

Canım sıkıldığında -şu an olduğu gibi- hemen birkaç magazin haberine bakar, kafa bulurum.
Misal:
Eda Taşpınar modacılık, televizyonda program sunuculuğu ve otel işletmeciliğinin ardından sörfte de iddialı. Sevgilisi Bora Kozanoğlu’dan ders alarak ustalaşan Taşpınar, önümüzdeki yıl yarışlara katılacağını söyledi. Taşpınar, Alaçatı rüzgârına karşı her gün iki saat antrenman yaparak kendini geliştiriyor.
Veya:
Seda Sayan’ın oğlu Oğulcan Engin, önceki gün öğlen saatlerinde Bodrum’da, akşam ise Çeşme’de görüntülendi. Oğulcan Engin, gazetecilere “Annemin haberi yok. Lütfen çekmeyin” dedi ve annesinin aldığı 600 bin liralık Lamborghini’sine binerek uzaklaştı.
Ya da:
İşadamı Halis Toprak’ın en küçük kızı Mine Toprak Bodrum tatilinden sonra soluğu Çeşme’de aldı. İstanbullu arkadaşlarıyla gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlenen Toprak, kendisini görüntülemeye çalışan magazin basınından kaçmak istese de, daha sonra poz vermeyi kabul etti. Şıklığı ve güzelliğiyle ışıldayan Mine Toprak, “Alaçatı’da soluklanmaya geldim. Burası dinlenmek için en uygun yer” dedi.
Nasıl ama...
İçiniz açıldı, gönlünüz ferahladı değil mi?


Tek karelik iftar sofrası