SORSANIZ şimdi... “Rabbim ‘medyan’ dedi” diyenler çıkar belki!
İşin aslı şu ki:
YGS sınavından iki gün önce, kulaktan kulağa bir haber yayıldı hızla.
Malum çevrenin yönettiği dershanelerden biri “elit sınıf” öğrencilerini toplamış ve şu meşum “medyan” konusunun üzerinde durmuştu son anda.
Aynı muhabbet geçen yıl da yaşanmıştı aslında.
Bilmem kaç yıldır soru çıkmayan “mantık” dersi, yine aynı dershanede ve yine son anda konu edilmiş...
Gerçekten de sınavda, bir “mantık sorusu” huzura gelmişti!
Neticede o “bir soruydu” sadece.
Bu yıl da haber yayılınca, kulağına kar suyu kaçanlar “medyan” meselesini anlamaya, o konudan gelebilecek bir soruya karşı önlem almaya çalıştı.
Yanıldılar.
Medyandan soru moru gelmedi.
Gelen boru gibi bir anahtardı.
Soruları içine atınca, öteki tarafından doğru cevapları çıkaran bir anahtar!
* * *
Cumhurbaşkanı, bakanlar ve cümlesi inkâr etse de, ÖSYM’nin internet sitesinde yayınlanan ilk soru kitabı ve cevap anahtarında; kripto uzmanlarını işsiz bırakacak basitlikteki “şifre” orta yerde duruyor.
Herkes bir şey kıvırdı.
Hiçbiri tutmadı.
Millet anlı şanlı makam sahiplerine inanmadı.
* * *
Hiç şüphem yok.
Tek derdi “adalet” olan savcı ve hâkimler mutlaka bir yerlerde var hâlâ.
Bugüne kadar önerilen onlarca “hileyi teşhis ve tespit” çaresini kullanarak, bazılarının başındaki takkeyi düşüreceklerdir sonuçta.
* * *
Örneğin son okuduğum öneri de sonuç almaya yaracak bir çare gibi geldi bana.
Söylenen şu:
“Şifrenin sırrı karalamada.”
Yani...
Öncelikle matematik sınavında 30 dolayında doğru yanıtı işaretleyenlerin sınav kitapçıkları incelemeye alınırsa ve sözü edilen şifreleme yönteminin cevap şıkları altında “rakamların küçükten büyüğe sıralandığına dair karalama izi” saptanırsa; işte o an, takkenin düştüğü andır!