Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Ege Üniversitesi’nin hem resmi internet sitesinde, hem de iletişim portalı “Ege Burada”da, birbirinden sevindirici haberler var.

Örnekse...

Güzel Sanatlar Fakültesi’nin, Bakanlar Kurulu kararının ardından Resmi Gazete yayınlanmasıyla EÜ’nin 13’üncü fakültesi olması.

Tıp Fakültesi’nin yapay zekâ ve MRI kullanarak Alzheimer hastalığına yüzde 80 oranında erken tanı koymayı başarması.

Yine Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bilgisayarlı tomografi çekim süresini 5 saniyeye indiren cihazın kullanılmaya başlanması.

Haberin Devamı

Nükleer Bilimler Enstitüsü yeni binasının açılması...

Bütün bunlar güzel şeyler.

Ama Ege Üniversitesi’nin internet sitelerinde gezinirken, asıl amacım Hürriyet Gazetesi Ege Temsilcisi Deniz Sipahi’nin yazdığı bir konu hakkında daha fazla bilgiye ulaşmaktı.

* * *

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “Ege Üniversitesi’nin Türkiye’de ve dünyada ilkleri” adında bir kitap hazırlatmış.

Deniz kardeşim diyor ki:

“Sayabildiğim kadarıyla kitapta tam 826 tane ‘ilk’ var. Bunların 137’si dünyada ilk...

Bunlardan bazıları gerçekten devrim niteliğinde. İnsanlık adına önemli başarılara imza atılmış günleri bizlere hatırlatıyor.”

* * *

Aradığım işte bu kitaptı.

Acaba neydi “ilk olan” Deniz Sipahi’nin sözünü ettiği o 826 şey?

Hangileri dünyada ilkti?

Sorular önemli.

Çünkü cevapları çok daha önemli.

Fakat yazık ki...

Ne Ege Üniversitesi’nin resmi internet sitesinde, ne de iletişim portalı “Ege Burada”da kitap hakkında en küçük bir bilgi yoktu.

* * *

Prof. Candeğer Yılmaz’ın yerinde olsam, ilk iş olarak bu kitabı “e-kitap” formatında hazırlatır ve internet sitelerine koyardım.

“Herkes bilsin” diye.

“Herkes okusun” diye.

Ve herkes “Ege Üniversitesi ile gurur duysun” diye.

Eh.

Neticede ben de bir EÜ mezunuyum.

Ayrıca 2011 yılında üniversitemin “Dünyanın en iyi 500 üniversitesi” arasında yer almasının yolunu açan başarıları öğrenmekten, sadece EÜ mezunları değil, eminim her İzmirli çok mutlu olacaktır.



Yüzde 90 değil, 99.9!

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, “Bir yol ayrımındayız. Ya ‘bizim çalışmamıza fırsat verilmiyor’ deyip çekip gideceğiz ya da bu yönetici kadrosu çalışarak Belediye’yi ve İzmir’i ayakta tutacak. İkisinden birini tercih edeceğiz” demesi, sözün gelişi.
Zira onun tercihi, şu sözlerinden belli:
“Biz bu yolda yürüyeceğiz. Yürüyebilecek ve yürümek isteyen arkadaşlar devam etsin, yürümeyecek arkadaşlar yolunu ayırsın.”
Kocaoğlu’nun belediye çalışanlarına ültimatomu, hizmet döneminin geride kalan iki yılını değil; sonraki beş yılı da kapsıyor.
Yine belli ki, özellikle dokuz günlük dava sürecinde yaşadıkları ve sanırım kimilerinin “Kocaoğlu’nun işi bitti, artık aday olamaz” anlamına gelen tavırları; onu yeni bir karar almaya itmiş.
O kararın ifadesi de:
“Yüzde 90 adayım.”
Kocaoğlu “aday adaylığından” söz ediyor elbet.
Aslında ikisi de aynı şey.
Çünkü aday adayı olursa, yüzde 99,9 ihtimalle de, CHP’nin adayı olur.



Tek karelik poz!

Milliyet