Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

BBC’nin Türkçe yayın yapan internet sitesinde, “dünya nüfusunun 7 milyarı aşması” şerefine başlatılan harika bir uygulama var.
Sayfayı açtığınızda, önce doğum tarihiniz soruluyor.
Tamam.
Yazalım:
30 Mayıs 1956.
Vay be.
Doğduğumda dünya ahalisinin, 2 milyar 819 milyon 542 bin üçüncü kişisi olmuşum.
Yani “dünya vatandaşlığı” numaram:
2.819.542.003
Ve ben doğana kadar 76 milyar 268 milyon 839 bin 806 kişiye ev sahipliği yapmış dünya.
* * *
Her saat 15 bin 347 kişi doğuyor, 6 bin 418 kişi ise ölüyor dünyamızda.
Türkiye’de ise her saat gerçekleşen 44 ölüme karşılık, 150 doğum var.
Hesap ortada.
Dünyada doğum sayısı, ölümün iki mislinden; Türkiye’de de üç katından fazla.
Hal böyle olunca...
Hızla çoğalıyoruz.
Merak ediyor insan:
Nereye kadar?
* * *
BBC’nin sitesinde bu soruya verilen yanıt şöyle:
“Dünya nüfusu 2083’te 10 milyara ulaşacak. Ancak, nüfus artış oranının yavaşlaması bekleniyor. Mevcut nüfus artışının pek çoğu sizin ülkenizin bulunduğu grupta ya da kalkınmakta olan ülkelerde görülüyor.”
Elhak doğru.
Üstelik bir süredir nikâh masalarında gelin ile damada “En az üç çocuk” talimatı verildiğine ve hatta televizyonlarda “üç çocuk sahibi olmanın çaresi olarak” yayınlanan “kudret ve kuvvet macunu” reklâmlarına bakılırsa; dünya nüfusunu 10 milyara çıkarmada “lider ülke” olacağız bu gidişle!
* * *
Ve keşke, her gün doğurduğu kadar insana iş bulabilse Türkiye.
Kazandığını da insanları arasında “hakça” bölüştürebilse.
Aksi halde, “Nerede çokluk” diye başlayan darbımesel gerçek olur ki. . .
İşte ondan çok korkarım!

Haberin Devamı

Tek karelik kurban!

No: 2.819.542.003


Zor sorular

Yıkılacak mı kaçak yapılar, İzmir’de, İstanbul’da, Kütahya’da, Van’da korkulu rüya görmekten kurtulacak mı insanlar?
Sayın Başbakan iddialı.
“Yıkacağız” diyor.
Hem de...
İktidarı kaybetme pahasına!
Sayın Başbakan’ın “eski dostu” ve “hemşerisi” Mehmet Bekaroğlu (1999-2002 dönemi Rize Milletvekili/HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı) aynı fikirde değil ki anlaşılan, soruyor:
“İki yıl önce Ayamama Deresi’nde büyük felaket yaşandı. ‘Dere intikamını alıyor, yıkacağız’ dendi. Bir tane bina yıkıldı mı?”
Yıkılsa, “Yıkıldı mı?” demezdi zaten.
Ve yine sormazdı “1994’te belediye başkan adaylığını açıkladığında kaçak binada oturuyordu. Kendisine sorulduğunda ‘halkın yüzde 70’i de ruhsatsız binada oturuyor, ne yapayım’ demişti. 17 yıldır kendisi ve ekibi İstanbul’u yönetiyor. Kaç kaçak binayı yıktı?” diye!
Öyleyse...
Başbakan’ın “son sözü” de, iki yıl önceki gibi “lafta mı kalacak” yine?