ANKARA Cumhuriyet Savcılığı YGS hakkında bir karar verdi.
Ardından Ankara 7. İdare Mahkemesi bir “ara karar” verdi.
Heyhat.
Tartışmalar hız kesmedi.
Kesmez.
Kesemez.
Çünkü vicdanlara açılan yara, mahkemede açılan davaya benzemez!
Ayrıca “iş henüz bitmedi” zaten.
Davacının İdare Mahkemesi’nin ara kararına itiraz hakkı var.
O kararı Ankara Bölge İdare Mahkemesi verecek.
7. İdare Mahkemesi’nin esastan vereceği karara karşılık ise son sözü Danıştay söyleyecek.
Söz konusu olan 1 milyon 700 bin genç insanın hayatı ve geleceği ise eğer, karar yetkisi de “yüksek mahkemelerde” olmalı elbet.
Kaldı ki Danıştay, yine YGS ve ÖSYM ile ilgili başka bir karar daha verecek önümüzdeki günlerde.
Ve “kişiye özel sınav kitapçığı” nedeniyle ve de “Sınav Uygulama Yönergesinin iptali” istemiyle açılan davanın sonucu da, YGS’nin iptalini getirebilir beraberinde.
* * *
İşte tam bu noktada, ODTÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi’nce hazırlanan “2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) Raporu” da, Danıştay dikkate alınacaktır herhalde:
“Soruların test formları içinde farklı yerlerde olması belli istatistiksel parametreleri değiştirdiğinden test formları arasındaki benzerlik bozulmaktadır.”
“Test soruları, formlar içinde farklı yerlerde oldukları için öğrenciler tarafından daha zor ya da daha kolay
algılanabilmektedir ya da formlar arasında yanlılık gösterebilmektedir.”
“Bu sınav bir ölçme aracıdır ve öğrenciyi yanıltmak ya da ipucu vermek gibi bir amacı olamaz. Bu nedenle en yalın şekilde hazırlanmalıdır.”
“Aksi takdirde öğrenciler üzerinde yeteri kadar sınav baskısı varken bir de soruların ve seçeneklerin sıralamasının uygun olmamasının sorun yaratacağı yapılan pek çok bilimsel araştırma ile de doğrulanmıştır.”
* * *
Bilimsel tespite göre “eşitlik ilkesi” bozulmuş YGS’de.
Peki.
“Yasal tespit” ne?
ÖSYM’nin teşkilat ve görevlerini düzenleyen 6114 sayılı yasanın 7. Maddesi’ne göre:
“Sınav, ölçme, değerlendirme ve yerleştirme işlemleri, güvenilirlik, gizlilik, tarafsızlık, bilimsellik ilkeleri çerçevesinde ve adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yapılır.”
Ya ÖSYM Başkanı Ali Demir’in başında bulunduğu kurumun yasasından haberi olmayabilir mi?
Mümkündür.
Aksi halde...
6114 sayılı yasa 3 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandığında, ÖSYM’nin açılımı da “Ölçme Seçme Ve Yerleştirme Merkezi” olarak değişmesine rağmen; hâlâ ve eskisi gibi “Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi” ibaresi durmazdı ÖSYM’nin internet sitesinde!
Dünya şehri İzmir
İzmir’de bir kuyumcu kuryesinin içinde 250 bin liralık altın bulunan çantasını çalmak isteyen dört soyguncu yakalanmış.
Haber “vaka-i adiye” denilen türden gibi görünse de...
Değil.
Çünkü soyguncular Meksikalı imiş!
Gözaltına alınan sanıkların adını da kurallara uygun biçimde kodlayarak vermişler:
Karen Y.S.P., Jesus G.F., Marcos T.S. ve Byron E.H.Q.
Belki şaşıracaksınız ama...
Bu işe çok sevindim.
İzmir’i bir “dünya şehri” yapmak için yıllardır verdiğimiz emek, nihayet sonuç vermeye başladı demek!
Yoksa...
Meksikalı soyguncuların ne işi olurdu burada?
Tek karelik ÖSYM!
Tek karelik ÖSYM!