HEP aynı nağme... İzmir’e turist gelmiyor. Gelmez tabii. Gelse gidecek, görecek ne var ki?
Yetti gari.
Bırakın sızlanmayı ve şikâyeti.
Alın işte...
Ege Turizm Derneği’nin hazırladığı koca bir kitap size:
İzmir Ekoturizm Güzergâhları.
Bir değil, üç değil, beş değil... Tam 160 gezilecek yer, izlenecek yol var içinde.
İlginç olan, en çok gidilecek yer, İzmir’in en küçük ilçelerinde.
Karaburun’da 13, Kemalpaşa’da 12, Selçuk ve Urla’da 10’ar güzergâh sıralanmış.
Yok.
“Sıralanma” sözcüğü yanlış.
Doğrusu, pek güzel anlatılmış. Her birinin yanına da, Google’dan indirilen haritalar eklenip; izlenecek yollar kırmızıyla boyanmış.
İzmir’in diğer ilçelerinden Aliağa 8, Balçova 5, Bayındır 7, Bergama 5, Beydağ 5, Bornova 7, Buca 4, Çeşme 8, Çiğli 2, Dikili 8, Foça 4, Gaziemir 6, Güzelbahçe 6, Karşıyaka 4, Kınık 4, Kiraz 6, Konak 4, Menderes 5, Menemen 7, Narlıdere 3, Ödemiş 7, Seferihisar 9, Tire 5 ve Torbalı 5 adrese ev sahipliği yapıyor.
* * *
Şöyle hafiften macera yaşayıp, dere tepe tırmanacağınız bir güzergâhı tercih ederseniz eğer... Tercihlerinizden biri Kemalpaşa ve ilçe merkezinden 6 kilometre uzaklıktaki Nazarköy olabilir.
Dikkat.
Şimdi tam zamanı.
Çünkü Haziran-Ekim ayları arasında Nazarköy’den sonra uğrayacağınız Kurudere Kanyonu’na girilmesine, yangın riski nedeniyle izin verilmiyor.
Sonra Nif Balık Çiftliği...
Daha sonra Dede Dağı ve nihayet Kemalpaşa’ya ulaşacaksınız 6 -7 saatlik bir yürüyüşün ardından.
15 kilometrelik bu patika yolu izlerken çam, meşe, ardıç, çınar ve zeytin ağaçlarının arasından geçecek... Magasa ve İzmirlinin İni mağaralarını görecek... Birbirinden şifalı otları toplayacak... Çoğu ender bulunan 600 çeşit bitkiye dokunacak... Olağanüstü güzellikteki panoramik manzaralar seyredeceksiniz.
Acıktığınızda, kendine bir alabalık ziyafeti çekmeniz mümkün yol üstünde.
Hele günlerden hafta sonu ise Nazarköy pazarından gözboncuğu ve köy ekmeği almayı sakın ihmal etmeyin.
Ve işi turizm olanlar...
İnsanları İzmir’in 160 farklı yerinde gezdirmek için daha ne beklersiniz?
Sürat felakettir!
İktidar güdümlü haberleri, bazen “gerçekleşmeden” haber verdiği için eleştirilen TRT’den bir açıklama yapıldı.
Gazetecilik adına “not edilmesi” gereken ifadeler vardı açıklamada.
Mesela...
“TRT Haber Dairesi, destek ünitelerle eş güdümlü olarak, 24 saat kesintisiz bir döngüyle görev yapmakta, yurtta ve dünyada gelişen tüm olaylara, haber ağının yaygınlığı ölçüsünde erişip, izleyicisiyle paylaşmaktadır. Bu arada haberciliğin olmazsa olmaz gerekliliğinin ‘hız’ olduğu herkesçe malumdur.”
Mesela...
“Özel kanalları habere hızlı ulaştığında ‘kahraman’ ilan edenlerin, aynı durum TRT için geçerli olduğunda, bunu bir eksiklik ve kabahatmiş gibi göstermeye çalışmaları, iyi niyetle açıklanamaz.”
Elbet gazetecilikte ve özellikle televizyon yayıncılığında “hız” önemli.
Ama her koşulda çok daha önemli olan bir şey var:
Haberin doğru olması.
Misal, şu son kamyon olayı.
Ne çıktı altından?
Hiç.
Velhasıl...
Milletin vergisiyle iş gören, devlet kanalı TRT’nin, “hızlı haber” yerine “doğru haber” vermesini tercih ederim!
Tek karelik fayton