YAPILAN işin fevkalade organize, ciddi bir lojistik desteğe ve profesyonel kadroların katkısına ihtiyaç duyduğu çok açık.
Önce “uçkuru düşük” tipler kim?
Onları tespit edeceksiniz.
Üstelik onlar...
Ya genel başkan yardımcısı,
Ya milletvekili,
Ya il başkanı,
Ya milletvekili adayı olacaklar.
Sonra “malum muhabbeti” nerede yapıyorlar?
Onları tespit edeceksiniz.
Üstelik oraları...
Bilinen yerer değil.
Kayıtlı adresler değil.
Çekim yapılan mekânlar belli ki...
Gizli saklı kiralanmış, birer garsoniyer.
* * *
Bitmedi.
İllâ ki, o mekânların içine gireceksiniz.
Bunun da birkaç yolu var.
Oralara konuk edilen kadınlar.
Kilitli kapıları açan hırsızlar.
Veya meslekten casuslar.
Ancak bu vasıftaki kişilerin harcı olabilir, gerçekleşen operasyonu sonuçlandırmak.
Girecekleri içeri, kameraları münasip köşelere monte edecekler.
Eğer kayıt, alet tarafından yapılıyorsa, sürekli girip, çıkmak lâzım mekâna.
Yok.
Dışarı sinyal gönderiyorsa...
Yakınlarda bir yere, sabit bir kayıt merkezi kurmak gerekli.
Hiç şüphe yok.
MHP’yi çökertmek için “en hassas bölgeye” zamanlaması dahi inceden planlanmış bir saldırı yapılıyor.
Devlet Bahçeli, öfkeli.
Bir yandan “okyanus ötesine” sert mesajlar gönderiyor.
Diğer yandan çevresindekilere:
“Ahlaki zaafları bulanlar, nefislerine teslim olanlar, akıllarını başlarına almalıdırlar. Ve aramızda yer bulamayacaklarını kesinlikle bilmelidirler.”
İşin kötüsü saldırı süreceğe benzer.
Çünkü kasetler sıra numarasıyla yayına veriliyor.
Sırada daha kaç kaset var? Sırada başka kimler var?
En önemlisi:
MHP’ye yönelik bu saldırı hangi merkezden yönetiliyor?
Sorunun muhatabı ise...
İstediklerinde “şeytanı deliğinden çıkara” ama yine bir “bel altı” vuruşuyla devrilen Deniz Baykal’a kurulan tezgâhın ardındaki gizemi çözmeyen/çözemeyenlerdir elbette!