FOTOĞRAF manalı olmanın da ötesinde, manidar.
Tabelada “Çimlere Basmayınız” yazıyor.
Başbakan ile avanesi (yanlış anlaşılmasın, ‘avane’ sözcüğünü ‘yardakçı’ değil ‘yardımcı’ anlamında kullandım) cümbür cemaat çimlere basıyor.
Fanatik AKP’liler bu tabloyu şöyle yorumlayabilir elbette:
“Helâl olsun başkanımıza, yasaklara karşı olduğunu bir kere daha gösterdi!”
Yasaklara karşı olmakla beraber yasalara ve kurallara saygılı vatandaşlar ise “Tek karelik yürüyüş” görüntüsünden rahatsızlık duymuş olabilir.
Aslından derin tartışmalara gerek olmayan bir durum bu.
Ve kabahat...
Ne Başbakan’da, ne avanesinde.
Kabahat o tabelayı, oraya koyanda.
Üzerine “Çimlere Basmayanız” diye yazanda.
“Çim” dediğin, “çimen” dediğin nedir ki?
Üzerine insan ayağı basmayan, insan bedeni değmeyen çim ile çimen ne işe yarar?
Herhalde ve yalnızca...
İnek otlatmaya!
* * *
İzmir Fuarı’nı yönetirken “durumdan vazife çıkarmış” Kültürpark’ın her karışına da “resmen” değilse de “fiilen” el koymuştum.
O zaman Kültürpark’ın yeşil alanlarının üzerinde de bol miktarda “Çimlere basmayınız” tabelası dikiliydi.
Önce, hepsini kaldırdım.
Rahmetli Ahmet Piriştina’ya dedim ki:
“Bunların yerine başka bir tabela koyacağım ve üzerine de (Lütfen çimlere basın) yazdıracağım.”
Çok hoşuna gitti.
“Aman” dedi, “Bu fikri bana bırak, Kordon’daki düzenleme bitince, oraya koyalım bu tabelaları. İnsanlar uzansın çimlere, çocuklar yuvarlansın neşeyle.”
Velhasıl...
“Tek karelik yürüyüş” kadrosuna beni de ekleyin.
O an, orada olsaydım, Sayın Başbakan ile birlikte yürüyor olurdum.
Hatta kendimi tutamaz, bir de tekme atardım “Çimlere basmayınız” tabelasına!
Utanıyorum...
EĞER Günaydın’ın manşetindeki haber doğruysa... Gerçekten, “67 yaşını geçtiğim için konservatuvardan aldığım maaşı kestiler. Bankaya gittiğimde ‘Size para yok’ dedikleri an yıkıldım. Parasız kaldım! Parasız kalan insanlar ne hissederse, onu hissettim. Şu an 600 lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum ” demişse ve demediği halde 600 lira emekli maaşı ile geçinmeye mecbur ve mahkûm kalmışsa Yıldız Kenter...
Ne yapsın işçi Mehmet?
Ne yapsın yetim Ahmet?
Ne yapsın Hatice Nine?
Ne yapsın Hüseyin Dede?
Yok.
Yıldız Kenter, 600 lira emekli maaşı ile geçinmeye mecbur ve mahkûm kalmışsa...
Hiç şakası yok.
Bize sefalet içinde debelenmek...
Açlıktan ölmek yakışır!
Tek karelik yürüyüş