MİLLETİN ağzında bir “kayma” lafı...
“Kayma” aşağı, “kayma” yukarı.
Ben de baktım...
Eksen’den başka, “kaysa kaysa ne kayar” diye?
Amanın...
Ne de çok “kayan” varmış böyle!
* * *
Toprak kayması
Bel kayması
Yıldız kayması
Disk kayması
Göz kayması
Senkron kayması
Zemin kayması
Zaman kayması
Diz kayması
Sınır kayması
Anlam kayması
Paradigma kayması
Göbek kayması
Görüntü kayması
İşlev kayması
Dönem kayması
Testis kayması
Talep kayması
Dikkat kayması
Güç kayması
Tablo kayması
Ses kayması
Tema kayması
Omuz kayması
Lens kayması
Omurga kayması
Kutup kayması
Menzil kayması
Denge kayması
* * *
Bir de 1990 yılında çevrilen, senaryosunu Stephen King’in yazdığı, ABD-Japonya ortak yapımı bir film varmış.
Adı:
Graveyard Shift
Türkiye’de “Mezarlık Kayması” adıyla oynamış!
Gördünüz mü bakın...
Eksen kaydı mı, gittin.
İşin ucu mezara kadar varıyor!
Bombayı patlatmayın!
NİMETE ulaşmak için külfete katlanmak gerekir. Yine de İnönü Caddesi’nde oturanlar ve yolu oradan geçenlere bunu anlatmak çok zor.
Çünkü ateşin düştüğü yer orası.
Toz.
Toprak.
Gürültü.
Trafik düzeninin altüst olması.
Of.
İnsanlar, hele tepelerindeki güneşin de etkisiyle, birer dokunmatik bombaya dönüşecek!
Yaşanacak öfke patlamasını biraz olsun dindirecek tek çare var:
Metro inşaatında her işin büyük bir özen ve ciddiyetle yapıldığının, herkes tarafından fark edilmesi.
Yani...
İnşaatta görevli hiç kimse dalga geçmeyecek, boşa zaman geçirmeyecek, çevreye hasiyet gösterecek vs. vs.
Ancak o zaman “Tamam” der insanlar:
“Çile çekiyoruz ama adamlar da aslanlar gibi çalışıyor.”
Tek karelik Dünya Kupası