Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Belediyeler “kaldırım” inşasına çok para harcıyor.
O kadar çok ki ...
Buna “gereksiz” demek bile mümkün.
Peki.
Harcıyorlar da ne oluyor?
Yayalar özgürce yürüyebiliyor mu kaldırımlarda?
Hele “engelli” insanlar ...
Onların çektiği sıkıntı kimin umurunda?
İşte, tam da bu nedenle kendilerine “İzmir Gönüllü Engelliler Grubu” adını veren bir sivil inisiyatif hareket geçti.
Diyorlar ki:
“Kaldırımımı istiyorum.”
İlk eylemlerini, BUGÜN saat 18.00’de İzmir Kent Konseyi Binası’nın önünde gerçekleştirilecekler.
“Kaldırımlarımızı, geri alana kadar, eylemlerimize devam edeceğiz, yılmayacağız. Kaldırımlar işgal altında iken, bizler sokağa çıkıp dolaşamıyoruz, evlerde hapsoluyoruz” diyecekler.
Sorarım:
Onlara kim “haksızsınız” diyebilir?
* * *
İster cadde, ister sokak.
İster engelli, ister engelsiz ...
İnsanlar yürüyemiyor kaldırımlarda.
Karşılarına iki adımda bir engel çıkıyor!
Kafe, restoran, market veya her neyse ... Haklarıdır, yaşamlarını sürdürebilmek için para kazanmak zorundalar elbette.
Ama “kurallar” içinde.
Ama yayalara “saygı göstermek” koşulu ile.
Maalesef ...
Sınırları dışına taşan da var.
Akla ziyan tabela ve panolarla kaldırımları işgal eden de var.
Paket servisi yapan ve bazen sayısı beşi, onu bulan motorları sıra sıra kaldırıma dizen de var.
Var da var.
* * *
Hele otomobiller.
Her yerdeler.
Cadde ve bulvarlardaki kaldırımlardan inmek, bazen mümkün değil.
Saygısızın teki gelmiş, tıkamış inişi.
Gel de tekmeleme!
Sokak araları ise bir felâket, bir rezalet.Araçların çoğu kaldırımların üzerinde. Hatta kimi, apartman girişlerini dahi ablukaya almış vaziyette.
Ve bir uyarı.
Bütün belediyelere çok ciddi bir uyarı:
Kaldırımlar sizlerin sorumluluğunda. Zabıta ekiplerinizi derhal harekete geçirin.
Durmasınlar, oturmasınlar.
Bütün sokakları her gün denetleyip, kaldırımları işgal edenlere her gün ceza yazsınlar.
Ne olsa malûm.
Nasihatle uslanmayanın hakkı kötektir.


Nedir mesele?


İşte size örnek bir cadde.
Ama İzmir’den değil.
İstanbul’dan...
Bağdat Caddesi.
Her İstanbul’a gidişimde mutlaka gezdiğim, dolaştığım yer.
Ve hiçbir seferinde kaldırımlara tecavüz edildiğine dair en zararsız bir görüntüye dahi tanık olmadığım yer.
Bağdat Caddesi’nde bunu başarmak mümkün oluyor da ...
Buca’nın, Karşıyaka’nın, Konak’ın, Balçova’nın, Çiğli’nin, Foça’nın, Çeşme’nin, Bornova’nın caddelerinde neden olmuyor?
Merak ediyorum ...
Nedir mesele?
Umursamazlık ...
Çekingenlik ...
Tembellik ...
Bitkinlik ...
Bedbinlik ...
Yetersizlik ...
Gerçekten merak ediyorum: Sebep ne?

Tek karelik Cadde

“Kaldırımımı istiyorum”