PANELLER, sempozyumlar, kongreler, konferanslar, arama toplantıları... İzmir’in vizyonuna ilişkin maddeler sıralanırken “üniversiteler şehri” başlığı da mutlaka yerini alır hepsinde.
İyi de, bir şehir nasıl “üniversiteler şehri” olur?
Sinesinde barındırdığı üniversitelerin, “hem sayısı hem kalitesi veya hem niceliği hem niteliği ya da eskilerin deyişiyle hem kemiyeti hem keyfiyeti” ile ciddiye alınması halinde!
Türkiye’de 94’ü devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite var bugün.
139 üniversiteden, İzmir’in payına düşen ne?
Ege, Dokuz Eylül, Yüksek Teknoloji... Bunlar devlet üniversiteleri.
En eski vakıf üniversitesi İzmir Ekonomi. Ardından Yaşar geliyor. İzmir Üniversitesi çok yeni. Gediz ise kapılarını bu yıl açacak.
Yani, toplam yedi.
139’da 7.
Oysa İstanbul’da 28 üniversite var, iki özel yüksek okul da KDV’si!
Neymiş?
İzmir, üniversiteler şehri... İtiraf etmeliyiz ki:
İzmir, bu iddianın çok uzağında.
* * *
Diğer yanda, denirse ki:
İzmir, gerçekten bir üniversiteler şehri olabilir mi?
Evet.
Yüz kere evet.
Bin kere evet.
İklimi mükemmel. İnsanları şahane. Coğrafyası harika. Kültürel dokusu eşsiz.
Öyleyse...
Daha ne?
Eksik olan ciddi bir irade.
Milli Eğitim ve Maliye bakanları, YÖK Başkanı, İzmir’i yönetenler, akademisyenler toplanacaklar önce.
İzmir’in haritasını açacaklar önlerine ve “yerse yer, yurtsa yurt” hepsi için uygun alanları belirleyecekler. Teşvikler, destekler, imkânlar, avantajlar ne olmalı; tek tek bunları saptayacaklar. Ve İzmir Kalkınma Ajansı’na, varlık sebebini gereğini cidden yerine getirme; yani yurtiçinden ve yurtdışından yatırımcı bulma görevini verecekler.
İddia büyük olmalı tabii. Çıta yükseğe konmalı.
İzmir’in cazibesi, dünyanın her yerindeki insanları etkisi altına almalı.
Memleketten bir renk
KİMİNE göre, amca... Kimine göre, dede... Ama en önemli özelliği, ne yaşında, ne başında.
Taşıdığı unvanda!
86 yaşındaki Kemal Yılmaz Bayraktar’ın unvanı, Osmanlıca’ya yabancı olanlar için, gerçekten bir muamma:
Haya Edep ve Ahlaka Aykırı Müstehcen Kadın Kıyafetleri Men’i Cemiyeti Başkanı !
Vay be...
Neler varmış memlekette de, haberimiz yokmuş.
Bu amca, durumdan vazife çıkararak, Valiliklere şikâyet ve ihbar dilekçeleri gönderirmiş meğerse:
“Şu dairedeki falanca memure kolsuz bluz giyiyor... Öteki hanımın eteği dizinin iki santim üzerinde... Derhal men edilmesine!”
Yaz amcam yaz.
Sen de bu memleketin renklerinden birisin neticede!
Tek karelik heyecan