Uzun yıllar sonra Alfred Hitchcock’un “The Birds” adlı filmini yeniden izledim.
Hitchcock, Kuzey Kalifoniya’da tatil yaparken “kıyıdaki evlere saldıran deniz kuşlarına” ilişkin bir haber okumuş.
Bu olay ile Daphne du Maurier’in kısa bir öyküsü yönetmenin kafasında birleşince “Kuşlar” filmini çekmiş 1963 yılında.
50 yıl öncesinin teknolojik olanakları düşünüldüğünde, Hitchcock’un “insanları germedeki” ustalığı daha iyi anlaşılıyor.
Çünkü filmde bildiğimiz o masum kuşlar, birer canavara dönüşüyor.
İlk saldırıyı ise küçük bir tekne ile karşı kıyıya geçen Melanie adlı kadına bir “martı” yapıyor.
Zaten filmi yeniden izlememe neden olan da...
Martılar.
Farkında mısınız bilmem ama İzmir geceleri kâbusa dönüştü özellikle bu yaz.
Malum.
Sıcaklar bastırınca pencereler açıldı.
Dışarıdaki en küçük ses bile duyulmaya başladı.
Ara sıra bir köpeğin havlaması, nezaketten nasibini almayanların korna çalması ve sair araç gürültüleri olağan rahatsızlıklardandı da; İzmir semalarını cehenneme çeviren martılar nereden çıktı? Görüyorum.
Gündüzleri de cirit atıyorlar havada. Ama sesleri arada kaynıyor.
Gece çökünce İzmir’in üzerine, el ayak çekilince sokaklardan; işte o zaman şamata başlıyor.
Sesleri bir tuhaf, çok tuhaf.
“Eşek anırması” desem, değil.
“Kurbağa vraklaması” desem, değil.
“İnek böğürmesi” desem, değil.
Hepsinden garip.
Hepsinden çirkin.
Bir taraflarına çomak girmişçesine, can havliyle bağırıyorlar sanki.
Hele bir de kafayı taktın mı seslerine...
Yandın.
Birkaç yıl önce İstanbul’da tanık olmuştum.
Martı sesinden sabaha kadar uyuyamayıp, zor kaçmıştım.
Şimdi İzmir’i mesken seçti martılar.
Bu durumda belediyelerimiz de çözmeleri gereken yeni bir sorunla karşı karşıya.
Artık ultrasonik ses dalgaları yayan aletler mi takarlar şehrin belli yerlerine bilmem ama...
Martılar canımıza okumadan, onların çanlarına ot tıkamak şart oldu.
Tek karelik kuşlar!
Bastır Behzat
Bir filmle başladık madem söze, bir dizi ile devam edelim.
Fakat dikkat.
Bu kez durum martılardan daha ciddi!
Ve Türkiye’de çekilen en gerçekçi televizyon dizi olan Behzat Ç.’nin son bölümünde, hikâye şöyle:
“Behzat’ın amansız düşmanı Ercüment Çözer yarım kalan hesabı kapatmak için geri döner ve ihale sürecinde zorluk çıkaran Savcı Esra’yı kaçırır. Behzat’ı da ‘savcı bu işin peşini bırakmazsa hapse girecek’ diye tehdit eder. Behzat, Esra’dan Ercüment Çözer’in peşini bırakmasını ister.
Hukuka hâlâ inanan Savcı Esra ‘Behzat ben seni bırakırım bunların peşini bırakmam“ der. Behzat’ın yanıtı
- Artık senin hukukun yok... Bitti o! Onların hukuku var.”
Ha.
RTÜK diziye yine ve yeni bir ceza vermiş bu arada.
Varsın, olsun.
Yeter ki Star TV, dizisinin arkasında dursun.
Melih Aşık
BİLİM VE SANAT
24 Aralık 2024
Cem Kılıç
Emekli olmak isteyen eksiği nasıl tamamlar?
24 Aralık 2024
Ali Eyüboğlu
Her kuşağın sevdiği sanatçı
24 Aralık 2024
Çağdaş Ertuna
Tacizi anlatan filmde başrole taciz skandalı
24 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Aslan | Yeni hedeflere yol alıyorsunuz
24 Aralık 2024