Şubat ayında bir gece sabaha karşı 6,5 büyüklüğünde deprem olursa İzmir’de ne olur?
Senaryo şu:
163 bin 722 bina yıkılır ve/veya ağır hasar görür.
189 bin 375 binada orta, 237 bin 241 bina da ise hafif hasar oluşur.
Ve daha fecisi:
En az 4 bin 912, en çok 16 bin 372 kişi hayatını kaybeder; en az 14 bin 735, en çok 163 bin 722 kişi yaralanır.
Sonuçta da...
1 milyon 235 bin 840 kişi açıkta kalır.
Diğer yanda alt yapının da ciddi hasar göreceği malum.
Örnekse...
Su, gaz ve kanalizasyon hatlarının her 100 kilometresinde 15 adet kırılma olacağı; enerji ve iletişim hatlarının ise 25’inin zarar göreceği varsayılıyor böyle bir depremde.
* * *
Ya sonra... İlk şokun ardından kim, ne yapacak?
“Halk panik halde kendini dış mekânlara atarak ya herhangi bir açık alana ya da araçları ile amaçsızca bir yerlere gitmeye çalışır. Gideceği açık alanın ne kadar güvenli olduğunu bilmeden belki de daha riskli bir alanda toplanabilir. Aracı ile gitmeye çalıştığında ise şehrin trafiğini yoğunlaştırmakta, görevli araçların/ekiplerin olay yerine ulaşmasını engellemektedir. Böyle bir panik ve karmaşa ortamında dağınık yerlerde toplanan halk yetkililer tarafından verilecek doğru bilgilere ulaşamamakta, ortaya çıkan asılsız söylentiler kulaktan kulağa yayılarak halkın paniğini daha çok arttırmaktadır.”
* * *
İzmir Valiliği’nin Afet Planı’ndaki bu tespit doğru.
Öyleyse...
Acil durumların hemen sonrasında bina dışına çıkan vatandaşlar, doğru bilgiye ulaşabilecekleri ve fiziksel tehlikesi bulunmayan güvenli alanlarda toplanmalı.
Planda buralara “İlk Toplanma Yerleri” deniyor.
Balçova’da 6, Bayraklı’da 12, Bornova’da 17, Buca’da 8, Çiğli’de 10, Gaziemir’de 24, Güzelbahçe’de 5, Karabağlar’da 14, Karşıyaka’da 22, Konak’ta 29, Narlıdere’de 20 alan; “İlk Toplanma Yeri” olarak belirlenmiş ve bu 167 noktada 930 bin 753 kişinin toplanacağı öngörülmüş.
* * *
Her şey bir yana...
İzmir’in herhangi bir yerinde, örneğin Karabağlar Arap Hasan Mahallesi 237 sokakta oturanlar, bir deprem sonrasında nerede toplanacaklarını biliyor mu acaba?
Lütfen, ne olur; yapılan hazırlıklar “kâğıt üzerinde” kalmasın.
Yalvarırım size.
Her mahalleye, her sokağa ve hatta mümkünse her haneye özel bir “afet eylem planı” yapılsın, o plan her yıl yenilensin ve insanlara ulaştırılsın.
Ciddi bir uyarı
Plan hazırlamakla, harita üzerinde yer işaretlemekle iş bitmiyor elbette.
Merak ediyorum.
İlk Toplanma Yeri alanlarında, örneğin bir jeneratör var mı? Sağlık ve gıda maddeleri stoklanmış mı? Çadırkent alanlarında bir hazırlık yapılmış mı?
Açıkçası bilmiyorum.
Ve doğrusu, sanmıyorum.
Hatta o yerlerin bugün var olup olmadığı, hele gelecekte var olup olmayacakları dahi tartışma konusu.
Nitekim Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Gökhan Erkan’ın sözleri bu bakımdan çok önemli:
“Bu alanlar her an gökdelen ya da alışveriş merkezlerine dönüştürülebiliyor. İmar planlarında, çadırkent alanlarına ilişkin hükümler ve yer seçim kriterleri tanımlanmış değil. Gündeme kentsel dönüşümü almaktansa ‘sakınım planlamasının’ yasallaşması gerekiyor. İmar planlama sistemimizde çadır kent alanlarına ilişkin bağlayıcı hüküm yok. Her an bu alanların ortadan kaldırılma tehlikesi var.”
Tek karelik maske!