RECEP TAYYİP ERDOĞAN kurduğu partide neredeyse dokuz yıldır genel başkanlık yapıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ise Atatürk’ün kurduğu partide, üç haftadır genel başkan.
Bir soru size:
Üç hafta, dokuz yıldan uzun olabilir mi?
Yaşanan korku ve endişe, “ateş” misali bacayı sarmışsa; bu minvalde geçen üç hafta, elbet dokuz yıldan uzun gelir insana!
Eh.
Kolay değil.
Saltanat kayığı, ceviz kabuğundan yapılmış bir gemi gibi ufacık dalgada oradan oraya savruluyorsa...
İktidar gücünü zorbalık şiddetinde kullananlar, bunun bedelini ödeme anının hızla yaklaştığını ayan beyan görüyorsa...
“Kişiye özel” çıkarılan yasalarla bağışlanan suçların vicdanlarda açtığı yarayı tedavi edecek cerrahi müdahalenin mutlaka yapılacağına dair bir inanç toplumda güçleniyorsa...
“Kişilere özel” yasalarla servetlerine servet katanların hesabına, bir “hesap uzmanı” titizliği ile bakılacağı umudu doğmuşsa...
Kul hakkı yiyenler ile mazlumun ahını alanlar, sıtma tutmuşçasına zangırdamasınlar da, ne yapsınlar?
* * *
Kerameti biat ettikleri liderden menkul olanlar, geçici ikamete tabi tutuldukları safta kıvranıyor şimdi.
Nereye gidecekler? Ne halt edecekler?
Şaşkın haldeler.
Çünkü... Saf tuttukları yerin asli sahibi olan inançlı insanlar da, düşen maskelerin ardındaki yüzü gördü.
Meydanlardan yükselen “İktidar uyuma, şehidine sahip çık” çığlığı aldı, yürüdü.
İsrail’e saydırırken, Hamas lehine hamasi nutuklar atarken her şey iyiydi.
Ama Atlantik’in öte tarafından fısıldanan iki cümlecik dahi, onları yerlerine mıhlamaya yetti.
* * *
Ne çare ki... Bu taraftan da gelen var.
Değişimin ayak sesi, her adımda daha güçlü duyuluyor.
Bir de üzerine, “Recep Bey, gözünü seveyim, sen gariban vatandaşları gemiye bindirip ölüme gönderiyorsun. Kendi milletvekillerine gelince ‘Sen dur, orada ölüm var, bize lazımsın’ diyorsun. Furkan’ı bindireceksin gemiye, başına 4 kurşun yiyecek, alkışlasınlar diye kendi milletvekillerini arkana alacaksın” dendikçe...
Şaşkınlık, korkuyla sarmaş dolaş oluyor!
Bağrışın, çığrışın sebebi bu.
Kerameti biat ettikleri liderden menkul olanların, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı açtıkları yaylım ateşin sebebi bu.
İzmir farkında mı?
ENİ, boyu, çapı ölçülen yapıtlar; bir kentin simgesi olamaz.
Bugün “en yüksek” binayı yaparsın...
Nitekim Dubai’de yaptılar. Burj Dubai, 828 metre boyunda.
Yarın bir başkası çıkar, 1 kilometreliğini yapar.
Gitti mi birincilik?
Gitti.
Nitekim aynı akıbet, Londra’da, parlamento binasına bitişik olan dünyaca ünlü saat kulesi Big Ben’i bekliyor şimdi.
Geçen yıllara direndi... Direndi... Dünyanın “en büyük dört yüzlü saat kulesi” unvanını bugüne kadar sahiplendi.
Kader işte...
Çin’in Ganzu şehrinde yapılan çan kulesinde yer alacak 13 metre çapındaki saatler Big Ben’dekilerin iki katı büyüklüğünde, çan kulesi ise Big Ben’den 113 metre daha yüksek olacak.
Kıssadan çıkan hisseye gelince...
İzmir kendini saat kulesi ile falan tanıtamaz.
“Marka” dediğin...
Evrensel olur, taklit edilemez olur, geçilemez olur.
Var mı elde böyle bir imkân?
Var.
Peki, bunun farkında olan var mı?
Tek karelik bekleyiş