Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

SINIR Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün hazırladığı listeye göre:
Türkiye, “Dünya Basın Özgürlüğü” sıralamasında son 40’a girdi.
Haberi veren gazetenin başlığı, besbelli kötümser bakış açısıyla atılmış.
Ya iyimser bakılsaydı olaya, başlık ne olurdu?
Türkiye “Dünya Basın Özgürlüğü” sıralamasında ilk 140’a girdi!
Sıralama hazırlanırken şu etkenler dikkate alınmış:
Gazetecilerin fiziksel şiddete maruz kalıp, kalmadığı... Öldürülen, gözaltına alınan ya da tehdit edilen gazeteci sayısı... Dolaylı tehditler ve gazetecilerin bilgiye ulaşabilme imkanı... Sansür ve otosansür... Medyanın kontrolü... Medya üzerinde olan idari ve adli baskılar... İnternet özgürlüğü.
İlk altı sıradaki ülkelerin üzerinde zerre kadar bir leke, gölge yok.
Demek ki:
Finlandiya, İzlanda, Hollanda, Norveç, İsveç ve İsviçre, gazeteciler için birer yeryüzü cenneti.
Cehennemin, yani son altı sıranın adı ise şu:
Suriye, Burma, İran, Türkmenistan, Kuzey Kore ve Eritre.
* * *
178 ülkenin yer aldığı listede, Türkiye 138’inci sırada.
Bir üstünde Meksika ile Singapur, bir altında da Etiyopya var.
Ve şunu bilmenizde de yarar var:
Irak bile Türkiye’den daha yukarıda bulunuyor o listede!
Ne desem şimdi?
En iyisi benim yerime Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuşsun ve desin ki (dedi zaten):
“Bir ülkenin şeffaflığı, bir ülkede yanlışların ifade edilebilmesi, basın vasıtayla olur.”
O zaman ne oluyor?
Kenya’dan, Zambiya’dan, Nikaragua’dan, Senegal’den, Uganda’dan, Kongo’dan, Tacikistan’dan, Endonezya’dan, Lübnan’dan, Bengaldeş’den beterse; basın özgürlüğünün durumu bir ülkede...
O ülkede şeffaf bir yönetim olduğundan, o ülkede yanlışların rahatça ifade edilebildiğinden söz edilebilir mi?
* * *
İktidar mensuplarına bayılıyorum.
Konuştuklarında “doğru şeyler” söylüyorlar çoğu kez.
Ama sıra söylediklerini yapmaya gelince...
İşte liste.
Türkiye son 40 veya ilk 140 içinde!
Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı, “Basın özgürlüğü bir ülkenin aynı zamanda itibarı ile ilgili bir konudur” derken, haklı yine.
Haklı çünkü...
İktidarları döneminde, Türkiye’nin itibarı iki seksen yerde!

Haberin Devamı

Tek karelik: Ne olacak bu memleketin hali?

Haberin Devamı
İtibar yerle yeksan

Yanlışsa da güzel
Anlatılan hikâyeler Rize’ye mal ediliyor.
Doğru mu, bilmem.
En iyisi okuyun, yanlışsa haber verin!
*
Rizeli Tahsin Tuzcu, at yarışına çok meraklıymış. Kaybedince ‘burun farkıyla kaybettim’ dermiş hep. Bir gün eşi dayanamamış:
“Yetti artık. Hemen kendine uzun burunlu bir at bul!”
*
Rize’nin eski belediye başkanlarından biri, dönemin valisi ile şehri gezmeye çıkmış. Vali, sohbet sırasında eşini kaybeden başkana, “Üzülme, sana anamı veririm. Onunla evlenirsin” diye takılmış. Başkan da demiş ki:
“Ananı almak birşey değil de, koca valiye ‘oğlum’ demek biraz ağır gelir bana!”
*
Rize’deki bir TV kanalının yöneticisi, çekimi açık havada yapılacak bir televizyon programı nedeniyle meteoroloji müdürünü arar:
- Hocam Salı günü hava nasıl?
- Yağışlı efendim.
- Hocam, birşey yapamaz mıyız?