Yüksek Seçim Kurulu “kesin sonuçları” açıkladı.
Partiler belli.
Her seçim çevresinde aldıkları oylar belli.
Milletvekili seçilenler belli.
Örneğin Hatip Dicle, Diyarbakır’da 77.709 oy almasına ve hatta mazbatasını cebine koymasına rağmen; YSK onun adını açıkladığı listeye koymadı.
Neden?
Bir yığın laf.
Daha önce ceza almışmış, şu kadar hapis yatmışmış...
Mış mış da mış mış.
Mış mış da mış mış.
* * *
Bana ne?
Kime ne?
Seçime girmesine izin verilen birine, seçimi kazandıktan sonra yasak koymak kimin haddine?
* * *
Derler ya:
Beterin beteri var.
İşte size daha beteri.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ile İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesini reddetti.
Mahkeme heyeti üç kişi.
Evvel emirden beri, her tahliye talebine karşı çıkan o üç kişiden ikisi, “yemin etmiş” sanki.
Yine sanki...
Her seferinde verdikleri kararlar ile “Biz burada oldukça onlara gün yüzü haram” derler gibi!
Neymiş?
“Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ı tahliye etmek halkta infial yaratırmış.”
O iki üye verdikleri “ret” kararını savunurken, aynen bu gerekçeyi yazmışlar karar metnine.
* * *
Hey.
Onlar milletvekili.
Onları halk seçti.
Eğer bir infial olacaksa, bu infialin adresi iradesi yok sayılan millet olabilir ancak.
Meselâ ben.
Mustafa Balbay benim de oy kullandığım, İzmir 2. Seçim Bölgesi’nin milletvekili.
* * *
Ve ben...
Şu an “infial” halindeyim.
Hey.
Duyan var mı sesimi?
Ey akıl, neredesin?
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir Valiliği için yaptığı çalışmada; il genelindeki 3 ayrı bölgede bin 490 binayı incelemiş.
Şöyle bir etrafı dolaşıp, binalara karşıdan bakmak bile durumum “feci olduğunu” anlamaya yeter aslında.
Yine derseniz ki:
“Bin 490 binadan acaba kaçı iyi?”
Bu gibi olaylara genellikle “kötümser” yaklaşmayı tercih etmeme karşın, sonuçta ortaya çıkan rakamı, inanın tahmin edemezdim.
Sonuç mu?
İşte sonuç:
“Üç pilot bölgedeki bin 490 binada yapılan inceleme sonunda ‘inşaat kalitesi iyi’ olan binaların oranı, yüzde 2 ile 4 olarak tespit edildi.”
Önümüzde iki yol var şimdi.
Ya ne yapıp, edip; yaşadığımız binaları depreme dayanıklı hale getireceğiz.
Ya da yatıp, kalkıp; dua edeceğiz.
Ama şu da var ki...
Yüce Allah, akıl vermiş insana.
“Kullansın” diye!
Tek karelik inşaat!