Büyükşehir belediyelerinin yönetimini düzenleyen 3030 sayılı yasada, “İlçe Belediyelerinin Görevleri” tek maddeden ibaret.
“Madde 28” diyor ki:
“3030 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (A) fıkrası ile büyük şehir belediyelerine bırakılanlar dışında kalan ve yürürlükteki mevzuatla belediyelere verilen bütün görevler ilçe belediyelerince yürütülür.”
Yürürlükteki mevzuat (ki rahmetli babamla yaşıt) 3 Nisan 1930 tarihli, 1580 sayılı Belediye Kanunu.
Orada belediyelere verilen tam 81 görev var.
Çoğu zaten Büyükşehir belediyelerine geçmiş.
Geri kalanın da çoğunun, çoktan içi geçmiş!
* * *
Örnek mi?
İşte Madde 71:
“Muhtacin için iane sandıkları tesis ve idare etmek ve emvali menkule terhin sandıkları tesis etmek.”
Öncelikli mesele şu ki...
Bu ne demek?
Herhalde “Muhtaç durumdaki insanlar için yardım sandıkları kurup işletmek ve de rehin bırakılan mal ve eşyalar için kurumlar oluşturmak” gibi bir şey!
H H H
Dolayısıyla ilçe belediyelerine ve başkanlarına kimse fazla yüklenmesin.
Çünkü bu arkadaşlarımızın gerçekten de yapacak fazla işleri yok.
Eh.
Onlar da ne yapsın?
Biraz çiçek böcek, biraz kurs konferans, biraz şenlik eğlence, biraz çer çöp işleri ile uğraşıyorlar mecburen.
Canları sıkıldığı için de kendi aralarında mangal partileri düzenliyor, gayri resmi yapılar oluşturup, sohbet ortamları yaratıyorlar!
* * *
Belki de yerel yönetimleri yeniden yapılandırmanın zamanı çoktan geldi.
Belki de büyükşehirlerde ilçe belediyelerinin yerini, Büyükşehir Belediye’sine bağlı “daire başkanları” almalı artık.
Bu konuda epey düşündüm ve sanırım işe yarar bir model de geliştirdim aslında.
Zamanı gelince sizlerle de paylaşacağım.
Ama memleketi ve şehirleri yönetenlerden meraklısı varsa, onlarla şimdiden oturup, konuşmaya da hazırım.
Karadeniz’den müjdeler
Yerel gazeteler “kendilerinden biri” önemli bir göreve geldi mi, haberlerini “müjde” niyetine yazıyorlar.
Bir örnek, 08 Haber’den:
“Hemşerimiz Faruk Şahin Müsteşar Yardımcısı oldu.”
Diğeri Ordu’dan...
Onlar da Özgür Özarslan’ın, Müsteşar olduğunu muştuladılar.
İki isim de Karadenizli.
Ve ikisi de doğal olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bu görevlere atandılar.
Karadenizli dostlarımızın sevincini, biz de bir fıkrayla paylaşalım:
“Yolculuktan dönen İdris, kahvede oturanlara sordu:
- Yahu pizum Temel nasil öldi?
- Kalpten cittu, dediler.
- Vasiyetu filan var miydu?
- Var idu. ‘Beni denize gömün’ demis idu.
- Cömdünüz mü?
- Cömdük amma mezarinu kazarken çok kayip verduk...”
Tek karelik domuz!