Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Türkiye’de 0-24 yaş arası 682 bin üstün yetenekli insan varmış TÜBİTAK’ın araştırmasına göre. Ve bunlardan sadece 6 bin 942’si belirlenip, bilim ve sanat merkezlerinde kendilerine uygun eğitim alıyormuş.
Çıkarın 682 binden 6 bin 942’yi. . .
Demek 675 bin 58 üstün yetenekli genç, çocuk, bebek şu an kayıp!
Oysa ne de çok ihtiyacımız var onlara.
Çok çektik çünkü.
Güdük zekâlı, kısır yetenekli oldukları halde bize hükmedenlerden çok çektik.
* * *
İyi haber ise şu:
AK Parti Konya Milletvekili Kerim Özkul ve 25 milletvekili, üstün yeteneklilerin “keşfi, eğitilmesi ve istihdamı” için Meclis Araştırması açılmasını istemiş.
Eğitim ve istihdam meselesi ciddi bir hazırlık, doğru bir planlama, sağlam bir yatırımla çözülebilir.
Mesele keşifte.
Nasıl aranacak o kayıp 675 bin 58 insan?
HHH
En klasik yöntem “Adam olacak” çocuk ile başlayan meselden hareketle uygulanabilir.
0-24 yaşında ne kadar insan varsa, alırsın hepsinden “gayta” örneği, gönderirsin tahlile. . .
Şaka bir yana gerçekten merak ediyorum Meclis’in bu sorunu nasıl çözeceğini.
* * *
Dahası, tıpkı “ikinci iyi haber” konusunda olduğu gibi acaba ve gerçekten işin üzerine gitmeye niyetliler mi?
İkinci iyi haber, “yan gelip yatarak sosyal yardım alma modeli yerine ‘kamu hizmeti karşılığı sosyal yardım’ modeline geçileceğini” müjdeliyor ki; “sadaka düzeni” veya “avanta kültürü” denilen tehlikeyi önlemek için harika bir önlem bu.
Hem boş oturan insanlar “ağaç dikme, boya badana yapma, çevre temizliği” gibi işlerle toplumla faydalı olacaklar. . .
Hem de kendilerini “iktidara borçlu hissetmekten” biraz olsun kurtaracaklar.
* * *
Özetle:
Üstün yetenekli insanların keşfi de, sosyal yardımın daha insani bir düzene kavuşması da, ülke yararına işler.
Ne var ki bütün bunlar, iktidarların işine pek gelmez.
Dedim ya:
Acaba iktidarın niyeti ciddi mi?
Eğer ciddi ise...
Ben de cidden kutlarım kendilerini.

Haberin Devamı

Tek karelik göze girmek!

İki iyi haber


Başkanlara bir soru

Borç, haciz, icra... Düşman başına da, bu kâbus şimdi belediyelerin kapısında.
SGK’ya olan borçlarını yapılandıran ama ilk taksitlerini 31 Ekim’e kadar ödemeyenler, o kâbusu yaşayacaklar.
Kim onlar?
20 milyonluk SGK prim borcu ile Menemen Belediyesi.
16,5 milyon liralık prim borcu ile Narlıdere Belediyesi.
11 milyon liralık borç ile Buca Belediyesi.
Ve devamında:
Urla Belediyesi’nin 10,5 milyon, Seferihisar ve Foça belediyelerinin 8,5 milyon, Çiğli Belediyesi’nin ise 500 bin lira SGK prim borcu bulunuyor.
Yasa ise yasa.
Kadro ise kadro.
Harcama ise harcama.
Bunların hepsi her belediye için geçerli.
Örneğin Bayraklı, Bornova, Gaziemir, Karabağlar, Karşıyaka ve Konak belediyelerinin SGK’ya borcu yokken; ötekilerin neden var?
Tahir Şahin, Abdül Batur, Ercan Tatı, Selçuk Karaosmanoğlu, Tunç Soyer, Gökhan Demirağ...
Var mı bir yanıtınız?