İSMAİL Rahmi Karadavut, Belçika’da ziraat mühendisliği okumuş, Atatürk gibi 1881 yılında doğan bir Karşıyakalıydı.
İki oğlu vardı.
Ahmet Hakkı Balcıoğlu, 1877 yılında İzmir’de doğmuştu. 1926 -43 yılları arasında İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanlığı, 1943 -46 arasında ise Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
İki kızı vardı.
Eskiler “izdivaç” derlerdi evliliğe.
Bayılırım bu sözcüğe.
Karadavut ve Balcıoğlu aileleri de, evliliğin izdivaç olduğu dönemde; çocuklarının birleşmelerine tanık oldular.
Karadavut’un iki oğlu, Balcıoğlu’nun iki kızı ile evlendi.
Kader işte.
İki çiftin de, çocukları olmadı.
Ve şimdi, sadece Ayşe Necla Karadavut hayatta.
85 yaşında bir hanımefendi.
* * *
Bir yıl önce, 9 Ekim 2008’de Çiğli’de mükemmel bir okul açıldı. Karadavut ailesi sahip olduğu 7 bin 201 metrekarelik arsanın üzerine 4 milyon lira harcayıp, İsmail Rahmi Karadavut İlköğretim Okulu’nu yaptı.
Tam bir hafta önce, 8 Kasım 2009 günü ise Balçova’da, bu kez Ayşe Necla Hanım’ın babasının adını taşıyan Ahmet Hakkı Balcıoğlu Ticaret Meslek Lisesi’nin açılışı, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu tarafından yapıldı.
Sırada Buca var.
Sırada Karşıyaka var.
Ama bütün bunlar olurken, bakıyorum da hak ettiği ilgiyi, desteği, övgüyü görmüyor yapılanlar.
Haberler, “Nimet Çubukçu bazı açılışlar için İzmir’e geldi” diye geçiştirilen, mekanik bir kalıpla yazılıyor; işin içindeki “insan unsuru” yok sayılıyor.
Gerçi, Ayşe Necla Karadavut’un böyle bir derdi yok.
Dert bizim.
Hata bizim.
Yavuz Donat öpsün sizi!
YAVUZ Ağabey’e “geçmiş olsun” dileğimi gönderiyorum önce.
Sonra da, Yavuz Donat’ın şu satırlarını, “keyifle” mi desem, “destekle” mi desem, artık tercihi size kalmış duygu ve düşünceyle okumanız için aktarıyorum:
Salı, öğleden sonra hasta yatağımızda TV izliyorduk. Meclis’teki ‘kavgalı, gürültülü, bol küfürlü, pankartlı’ görüşmeleri... ‘Açılım’ müzakerelerini.
Ziyaretçilerimizden biri dedi ki:
Kalkıp giyinseniz, Meclis’e kadar gitseniz ve önünüze geleni kucaklayıp öpseniz... Hepsine domuz gribini bulaştırsanız... Ne iyi olur.
‘Diğer ziyaretçiler’ destek verdiler:
Çok doğru... Çok çok iyi olur... Bunu yapar mısınız ?”
İşte böyle.
Ya siz ne dersiniz?
Yavuz Donat Meclis’e gitsin mi?
Önüne geleni kucaklayıp, öpsün mü?
Tek karelik ampul