İsteyen, istediği hikâyeyi anlatsın.
Hani derler ya:
Kapı gibi...
Freedom House’un 2011 yılı raporu da, işte aynen öyle “kapı gibi” orta yerde duruyor.
Ne yazıyor raporda?
“Türkiye, Mısır, Honduras, Macaristan, Meksika, Güney Kore, Tayland ve Ukrayna’nın aralarında olduğu bazı kilit ülkelerde basın özgürlüğü açısından önemli gerilemeler var.”
“Batı Avrupa’nın notu, Danimarka, İzlanda ve Türkiye’deki olumsuz gelişmeler yüzünden, tüm bölgeler arasında ikinci en büyük düşüşe işaret ediyor.”
“Türkiye’nin notu, TCK’nın 301 ve 216’ıncı maddeleri ve Terörle Mücadele Yasası’nı da içeren bir dizi yasa altında gazetecilere yönelik artan tacizlerin sonucunda 51’den 54’e düşürüldü.”
“Türkiye’deki bu hukuki baskı, gazeteciler, editörler ve medya sahipleri arasında artan biçimde oto sansüre yol açtı.”
* * *
Ve netice...
Değerlendirmeye alınan 196 ülke arasında, 112’nci sırada Türkiye.
O da tartışılır gerçi.
Türkiye 112’nciliği Bengaldeş, Kongo, Kenya, Uganda, Senegal ile paylaşıyor.
Allah aşkına, sıra ortaklarımıza bakın:
Bengaldeş, Kongo, Kenya, Uganda, Senegal.
Bakın da, ağlayın!
* * *
Merak edenler için “kırmızı çerçeve” içinde bir de not düşeyim hemen:
Moğolistan da üzerimizde.
El Salvador da üzerimizde.
Peru da üzerimizde.
Filipinler de üzerimizde.
Nikaragua da üzerimizde.
Tanzanya da üzerimizde.
Haiti de üzerimizde.
Hem de az biraz değil...
Çok üzerimizde.
* * *
Şimdi anlatın hikâyenizi:
Türkiye’de basın özgürlüğü, ABD’den bile ileriymiş.
Falan da filân.
Yeter.
Yeter.
Utancınızla oturun ve susun bari.
Yedirmeyin hikâyenizi!