Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Bahreyn, Ürdün, Yemen, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Suriye, Irak, Lübnan ve Fas...
Velhasıl Arap dünyasındaki mitingler, protestolar ve halk ayaklanmaları sonucu bazı liderlerin yaka paça devrilmesi ve de hatta linç edilmesine Batı âlemi “Arap Baharı” dedi.
Peki.
Diğer yanda yaşananlara ne demeli?
Herhalde:
Hazan Mevsimi!
* * *
Önce ABD’de soldu yapraklar.
Obama seneye gider mi, gitmez mi; bu biraz da Başkanlık yarışında rakibinin kim olacağına belli.
Ama kıta Avrupa’sına gelindiğinde “demokrasinin ayarı” çok daha hassas.
Onun için kimse dayanamıyor Hazan Mevsimi’nin sert rüzgârına!
* * *
Ekonomik krizin ilk kurbanı İrlanda Başbakanı Brian Cowen oldu.
2008 yılında oturduğu iktidar koltuğundan, bu yıl Mart ayında yapılan seçimler sonucu “geldiği gibi” gitti.
Rota Portekiz’e çevrildi sonra.
Portekiz’de bir yıl içinde ardı ardına 4 kemer sıkma programını meclise taşıyan Başbakan Jose Socrates’in son paketi, bir anlamda elinde patlayan bomba etkisi yarattı ve o da bu yılın Mart ayında istifa etmek zorunda kaldı.
Eh.
Komşuda kaynayan kazan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodguez Zapatero’nun da suyunu ısıttı.
İşsizlik yükseldi.
Borçlar arttı.
Hal böyle olunca da Zapatero seçimleri öne çekmek ve 20 Kasım’da tekrar aday olmama kararı aldı.
* * *
Şu an siyasal kargaşanın hüküm sürdüğü ülkelerden biri de, Slovakya.
Devlet Başkanı Ivan Gasparovic, Başbakan Radicova‘dan istifasıyla düşen hükümetin yerine; yeni bir “kurban” aramakta!
* * *
Ve Yunanistan.
Manzara meydanda.
Ve İtalya.
Mal ortada.
Birinin başbakanı gitti, öteki gidiyor.
Şimdi sırada Fransa var.
Ah Paris.
“Hazan Mevsimi” en çok oraya yakışır zaten!
Nitekim Fransızlar da, Mösyö Sarkozy’e “Au revoir” demeye hazırlanıyor.
Tek karelik Rafaeli