Halinden memnun olanlar da var

YARGIYA DA, Yargıtay’a da, Yargıtay Başkanı’na da hışımla saydırıyordu Başbakan.
Her vuruşta...
Koca salon yıkılıyordu...
Her salvoda...
Alkış kıyamet gırla gidiyordu.
Sanırsınız ki, AKP Büyük Kongresi toplanmış.
Değil.
Burası başka bir yer.
Afişlerde “TUSKON Genel Kurulu” yazıyor.
TUSKON da neyin nesi?
Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.
Onun için baktım hemen.
Açılımı “Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu” demekmiş.
* * *
Bu işin cılkı çıktı artık.
Önüne gelen bir dernek kuruyor.
Dört sandalye koyup, bir tabela astın mı; hele Başbakan’a bir de ödül verdin mi...
İşlem tamam!
TUSKON pek öyle değil ama.
Ötekilere benzemiyor.
Güçlü ve kuvvetli.
Heyecanlı ve hareketli.
Zira İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nin salonu kolayına dolmaz.
Nereden bakarsan, birkaç bin kişi var ve hepsi de besbelli, Başbakan Erdoğan’a hayran.
* * *
Biraz daha araştırınca, mesele anlaşıldı.
Çünkü karşıma 21 Mart 2006’da Milliyet’te yayımlanmış bir haber çıktı.
TUSKON’un esas açılımı şuymuş meğerse:
“Sanayi alanında, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) adıyla kurulan yeni örgüt, Nur cemaatinin liderlerinden Fethullah Gülen ile ‘gönül bağı olan’ Rızanur Meral başkanlığında yola çıktı. Gülen’e yakınlığıyla bilinen İş Hayatı Dayanışma Derneği (İŞHAD) temelinde yükselen TUSKON’un Yönetim Kurulu’nda Gülen’e yakın başka isimler de bulunuyor.”
Cumartesi günü yapılan Genel Kurul’da, Rızanur Meral yeniden başkan seçildi.
Ve görüldü ki, değişmeyen başka şeyler de var...
“Cemaat” halinden fazlasıyla memnun ve AKP’ye “tam destek” vermeye devam ediyor.


Padişahım çok yaşa!
MANİSA’DA bir anaokulunu ziyaret ederken, galoş giymesi gerekmişti Bülent Arınç’ın. Galoşu koruma polisi giydirince, kameralar harekete geçti. Ama iş işten geçmişti. Onun için de Arınç “Bakalım altına ne yazacaklar?” diyebilmişti sadece.
Asıl soru şu bence:
Acaba kendisi ne yazardı?
Mesela:
“Ben ne büyük adamın, herkes önümde diz çöküyor!”
Nitekim haberi yayımlayan haber sitelerindeki okuyucu yorumlarından başlığa taşıdığım “Padişahım çok yaşa” cümlesi, benzer bir yaklaşımı ifade ediyor.
Başka.
Biri “Ben bu filmi izlemiştim... Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider” diye yazmış.
Bir diğeri meseleyi açmış:
“Bunların büyüğü olan Erbakan ayaklarını yıkatıyordu, normaldir.”
Düşündürücü yorumlardan biri de şuydu mutlaka:
“Kendi işini göremeyenler, devletin işlerini nasıl görecekler?”


Tek karelik Bülent Arınç