Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DÜNYA Editörler Forumu’nun yayınladığı raporda, “Önümüzdeki on yıl içinde ‘görüş bildiren’ köşe yazarlarının önemi artacak” saptamasından sonra; konu, gündemin üst sıralarına doğru tırmanmaya başladı ve “köşe yazarlarının geleceği” hakkında kalem oynatanların sayısı çoğaldı.
Meselâ Murat Bardakçı...
Ona göre, “Önceki gece bizim Satılmış’ın Etiler’de yeni açtığı füzyon mutfağına gittim. Çikolata soslu pırasa, nefisti. Sarımsaklı baklavaya bayıldım, ya lâhana turşulu dondurma? Vallahi mükemmeldi! Her şey çok güzeldi, ellerine sağlık Satılmış!” misâli satırlar döktürenler, “kalıcı” olmayacak.
Murat kardeşimin bu hınzır yazıdaki öngörüsüne katılmıyorum.
“İnsan” başka insanların “ne yediğini, ne içtiğini vs. vs.” her zaman merak etmiştir.
Hep edecektir.
Hele çikolata sosunun üzerine biraz da “dedikodu esansı” ekledin mi, benzer satırlar hayat boyu afiyetle yenecektir!
* * *
Hiç şakası yok.
Fikrin berrak, kalemin kıvrak olması yetmeyecek artık.
“Genel kültür” şapkası, büyük gelecek başımıza.
Hatta “siyaset” veya “iç politika” gibi nispeten dar alanlar dahi, kırk parçaya bölünecek.
“Görüş bildiren” köşe yazarı olmak için, örneğin “siyaseti, iç politikayı, partileri” falan bileceksin... Yine örneğin, özellikle AKP’yi iyi belleyecek ve sonuçta AKP içindeki bir noktada “uzmanlık” mertebesine erişeceksin.
“Necisin?” diye sorduklarında:
“Efendim bendeniz, münhasıran Bülent Arınç uzmanıyım” diyeceksin!
* * *
Kim, ne yapar bilmem. Ama gelecek 10 yıla hazırlanırken, kendime acilen “çekidüzen” vermem şart.
Geçmişim, en büyük sermaye.
Gelecek ise “umut” demek.
Bir de “yapmak istediklerim” var tabii.
Hepsini güzelce toparlayıp, bir karar vereceğim.
Huylu huyundan vazgeçmez elbet.
Sözcükler benim sevgilim.
Onlarla ömür boyu oynaşmaya devam edeceğim.
Amma velâkin...
Niyetim, en kısa zamanda sizlerle de paylaşacağım ve katkılarınızı bekleyeceğim üç konuda uzmanlaşmaktır.
Ne yaparsınız?
“Görüş bildiren” köşe yazarı olmak kolay değil.



Allah bitirmesin
DİKKATİMİ çekti.
Aziz Kocaoğlu geçen pazartesi günü iki ayrı mekânda, iki farklı grupla konuşurken hemen hemen aynı şeyleri söyledi.
Esnaf örgütünün temsilcilerini kabul etti önce.
Dedi ki:
“Hepimiz bir gemideyiz. Birbirimizi sevip saygı duyarak, birbirimize harç olarak, birbirimizi destekleyip kol kola vererek hedefimize ulaşabiliriz.”
Sonra...
İzmirli kadınlarla buluşmasına sıra geldi:
“Biz nasıl 6,5 yıldır harç olmaya çalışıyorsak, İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi de harç olmak zorundadır. Doğru şeyler yaparak, olaylara hep pozitif bakarak yürümek zorundayız.”
Fark ettiniz değil mi?
Aziz Başkan, birlik ve beraberlik mesajı veriyor sürekli.
Bir şey daha var ki...
Başkanın ağzından “harç” sözcüğü düşmüyor.
“Harç” gerçekten önemli.
Çünkü “harç” bittiğinde...
“Yapı paydos” ediyor.


Tek karelik Başkan köpeği!

Geleceğe hazırlanmak lâzım