ÖYLE bir dönemden geçiyor ki Türkiye, ne eğri, ne doğru; bilen yok.
Nereye baksak...
Hava puslu.
Kime baksak...
Bir tuhaf.
Kurtlar kuzu postu giymiş...
Kargalar, kanarya gibi ötüyor!
Hal böyle olunca da, “eğri ile doğru” birbirine karışıyor.
Oysa ayırmak gerek.
Hangisi eğri?
Hangisi doğru?
* * *
Örneğin:
Her iktidar kendi zenginini yaratır.
Doğru mu?
Doğru.
Devri iktidar da kendi zenginini yaratmıştır.
Doğru mu?
Doğru.
Hele ki kriz dönemlerinde “fırsatı ganimete çevirenler” çıkar.
Doğru mu?
Doğru.
Diğer yanda, enflasyon yeniden çift haneye çıkmış, hanelerin ocağına incir ağacı dikmişse...
Resmi rakamlara göre, memleketteki işsiz sayısı 3 milyon 471 bine yükselmişse...
Ortada eğri olmayan ne kalmış olabilir ki?
* * *
Hatırlayalım şimdi.
Bir doğru, bir eğrinin yanından geçerken ona bir noktada değerse, ne olurdu?
Normal koşullarda...
Teğet.
Peki, koşullar normal mi?
Elbette hayır.
Hatta tam tersi.
Tamam.
“Teğet” sözcüğünü tersten okuyun o zaman.
Neymiş?
Yine teğet.
Sayın Başbakan’ın teğeti de...
İşte böyle bir teğet!
Hesap içinde hesap
BAZI kadınlar var, mesela Mersin’de.
Akıl dışı bir eylem yapmışlar, çarşaf yırtmışlar, CHP’nin başına dert olmuşlar.
Bazı erkekler var, mesela İzmir’de.
Bir tek kadını bile İzmir İl Kongresi’nde “Büyük Kongre Delegesi” yazmamışlar, İzmir’e de, kadınlara da, CHP’ye de ayıp etmişler.
İlk olayın hesabı görüldü, görülüyor.
İkincisi...
CHP Parti Meclisi üyesi ve İzmir Milletvekili Canan Arıtman, diyor ki:
“Kadınları çizenler, bu partide çizildi. Bir daha hiç aktif görevde olamayacaklar. Bunu bütün kamuoyu böyle bilsin.”
Arıtman’ın hedefinde olan bir diğer İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan anında cevap veriyor:
“İl kongresine gittiğimiz süreçte tek talebi, Bayraklı Belediye Meclis üyesi olan oğlu Mehmet Arıtman’ın, İl Yönetim Kurulu üyeliğine alınması oldu. Her şey bittikten sonra tribünlere oynuyor. Bugüne kadar kadın delegeler için ne yapmış?”
Anlayacağınız...
İkinci olayın hesabı “Ne zaman, nerede, nasıl görülecek?” zaman gösterecek!
Tek karelik masaj