AMERİKA Birleşik Devletleri’nin kaderi Bud Johnson’ın elindeydi. Kimin başkan seçileceği onun vereceği bir oya bağlıydı.
O zaman bile böylesine sıkıntılı durumda kalmamıştı.
Earl Brooks, dışarıdan bakıldığında başarılı bir işadamı ve iyi bir babaydı ama akıllara ziyan cinayetler işleyen bir seri katildi aynı zamanda.
O zaman bile böylesine nefret edilmemişti kendisinden.
İşi can kurtarmaktı. Soğuk ve derin sulara dalıp, ölümle yaşam arasında kalan insanlara yardım elini uzatırdı Ben Randall.
O zaman bile başı böylesine derde girmemişti.
ABD Başkanı Kennedy’in en yakınındaki adamlardan biriydi Kenny O’Donnell. Küba’yla savaşın eşiğine gelinmişti ve... O zaman bile böylesine bir gerilim yaşamamıştı.
Lieutenant Dunbar, tarihe geçen bir maceraya atılmıştı. Kızılderililerin arasına karışmıştı. İşi çok zordu bu eski askerin.
O zaman bile böylesine zorlanmamıştı.
Bud Johnson... Earl Brooks... Ben Randall... Kenny O’Donnell... Lieutenant Dunbar... Aslında hepsi de aynı adam, Kevin Costner.
* * *
Deniz Baykal açıyor ağzını, Bülent Arınç yumuyor gözünü.
Yazanı vuruyor, çizeni vuruyor.
Kevin Costner’ın yediği sopanın haddi hesabı yok ama...
Allah bilir, bütün bunlardan haberi dahi yok!
Neden mi?
Kopan yaygaranın fitili, AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in aslında şu kadarcık açıklamasıyla ateşlenmişti:
“Costner, AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile temas kurarak, ‘Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan haklarına verdiği değerin yeni bir ifadesi olan demokratik açılımı candan desteklediğini’ söyledi.”
Bak sen.
Kevin Costner’ın Hollywood’da işi gücü kalmadı, durduk yerde AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile temas kurdu ve iddia edilen şeyleri söyledi; öyle mi?
Ben bu hikâyeye inanmadım.
Yine de Edibe Hanım’ı kutlarım.
Hanımefendi hem yetenekli bir senarist hem de becerikli bir yönetmen olduğunu kanıtladı ve Kevin Costner’e “üstelik gıyabında” hayatının rolünü oynatırken; Türkiye’yi de yerinden oynattı!
Eminim, Steven Spielberg kıskançlıktan çatlamıştır.
Çünkü o bile bu kadarını başaramazdı!
Yola devam...
İNŞAAT sektörünün İzmir’deki temsilcileri önceki gün bir araya geldi ve sorunlarının çözümü için Ankara’ya çıkarma yapma kararı aldı.
Dün ise TÜİK açıklama yaptı:
“Bina İnşaatı Sektörü İstihdam Endeksi yüzde 33.7 azalarak 111.2’den 73.7’ye, Bina Dışı İnşaat Sektörü İstihdam Endeksi yüzde 11.2 azalarak 120.4’ten 106.9’a düşmüştür.
Bina İnşaatı Sektörü Çalışılan Saat Endeksi yüzde 30.8 azalarak 109.1’den 75.5’e, Bina Dışı İnşaat Sektörü Çalışılan Saat Endeksi yüzde 7.9 azalarak 120.6’dan 111.1’e düşmüştür .”
Velhasıl...
İzmir ile Ankara arasındaki yol, hiç bu kadar uzun ve engebeli olmamıştı.
Olsun.
Sayın Başbakan’ın dediği gibi:
Durmak yok, yola devam!
Tek karelik dram